aç karna oruç tutmak

1 /
ramazan ayında genel cerrahide intörndük.

izmirli bir asistan kız başlamıştı biz oradayken, işte sahur falan hak getire, hastalara gelen ek mamaları dikliyorlardı asistanlar sahur için. işte bu kızcağız da sahur için tam bir bardak su içeyim en azından diye düşündükçe gece gece bir dikiş daha geldi, bir dikiş daha geldi. su içemeden ezan okunmuş en nihayetinde. o şekilde ertesi gün oruca devam etti ama bir damaca su içebileceğini söyledi tüm gün.

sözüm ona öyle insanlara daha bir yargı dağıtılır ya, helal olsun kendisine. az kaldı ben su verecektim. şöyle bir baktı kendine ve devam etti çalışmaya.

bu kadar yazdım diye silmedim ya tematiği belli mi az çok.
en saçma ramazan felsefelerinden birisidir, bu mevzuyu konuşan; orucun farzları, abdestin farzları gibi konulara hakim ve biliyorsa konuşmaya hakkı yoktur, efendi kuracak saatini tutacak orucunu bu kadar basit. başka zaman din hassasiyeti şovları yaparak sonra ramazanda bahane üretenler ikiyüzlüdür bize karşı değil, banane; allah'a karşı çok sakat mevzu.
Kurt binici reis anlatımın, tavrın aklıma bir bektaşi fıkrasını getirdi.

Oruç tutan Bektaşi pek fena susamış. Gürül gürül akan çeşmeyi görünce de dayanamayıp ağzını dayayıp kana kana çeşmeden su içmiş. Bu sırada oradan geçen komşusu seslenmiş:

-Aman erenler ne yaptın? Oruç gitti!

Bektaşi, ağzının iki yanından süzülen sular bağrına doğru inerken cevap vermiş :

-Oruç gitti ama fakire de can geldi!
Ya ne bileyim biraz tuhaf oldu gibi neyse.

sahura kalkamadıysam sabah uyanınca şöyle bir durur kendimi tartarım, çok mu açım iyi miyim diye. Açlıktan karnım gurulduyorsa tutmam tok hissediyorsam tutarım.