başörtülü psikolog psikiyatrist olmaz

1 /
Cahilce bir söylem. Konuşmak, gündem etmek bile zaman kaybı. Okumanın cehaleti gidermediğini bu tür durumlarda örnek olarak görebiliyoruz.

İnsanoğlu var oldukça ibreti alem olsun diye böyle cahiller hep olacak, o yüzden şaşırmıyorum. 2022’ nin türkiye’sinde de böyle şeylere artık kimse takılmıyor. Birkaç fosil kaldı, onlar kendince konuştuğunu sanıyor işte…

Dedim ya zaman kaybı bir insan ve söylemi.
Şaşırtıcı şekilde sürü psikolojisi güden insanlarin yine hoooop diye atladığı bir konu..
Üstün dökmen bu söylemi yıllar önce söylemişti. Çıkardığı tüm kitapları almış biri olarak,kitaplarını severek okuyan biri olarak bu söylemlerini kitaplara yansitmayarak çok büyük bir kandırmaca içine girmesinden üzgünüm..
Madem İslam dusmanisin bunu zamanında yansıtıp insanların maddi gücünden yararlanıp,belli bir yere gelip tanindiktan sonra asıl düşüncesini söylemesi tamamen projenin başarılı olduğunu gösteriyor.
Maalesef bizi de yıkan en büyük güç bu.. başta zihniyetini bilmediğiniz insanı icsellestirip,kabullenip sonra kotuluyoruz.
İslam dusmaninin başörtülü bir kadına böyle bir söylemde bulunması şaşırtıcı bir durum değildir. Şaşırtıcı olan Müslümanım deyip müslüman gibi yasayamamaktir.. İslam düşmanı herzaman görevini layığıyla yapmistir. Lakin savaştığı kişiler zayıf,dinini,inancını,yaşama amacını bilmeyen,boş,bilinçsiz bir kesim olduğu için hep başarılı olma yolunda ilerleyecektir.
Bize düşen bu bilinçsiz toplumdan yetişen biz neslini ne için yaratıldığının idrakinda olan bilinçli nesle dönüştürmek..
Sasmayalim azizim okuyalım,uygulayalım. Hemen sinirlenmeyelim hak verelim. İslam düşmanı başörtü ne güzel bir emirdir diyecek değil ya!!!
Kaldı ki musluman olmadığını bildiğimiz binlerce oyuncu,yazar,şarkıcı hayatımızda değil mi?? Elbette olacak.. Ben bu düşüncesini iş hayatina yansıtma gereksizligine kızgınım.. zira İslam dini ne zarar görür,ne de değer kaybeder..
bir düşünce.

psikoloğunuzu ya da psikiyatristinizi seçme lüksünüz var. eğer uyum sağlayamazsanız değiştirirsiniz.

psikiyatristim erkek ve ben başörtülü bir kadın olarak "ilk görüşte" aman bu insan erkek ya şunu da söylemeyeyim diye bir düşünceye kapılmadım. mini etek giyen bir kadın olsaydı da kapılmazdım. kara çarşaflı bir kadın olsaydı da kapılmazdım. çünkü insanları dış görünüşüyle yargılamayı bırakacak kadar tecrübe sahibi oldum.

ama beni zaman içinde yargıladığını hissetseydim değiştirirdim. "tanıdıkça, gözlemledikçe."

umarım toplum olarak en kısa zamanda birtakım ön yargılardan kurtulmayı ve birbirimize insan olarak bakmayı başarırız. gizli ve sinsi ayrımcılıklar bizi geçimsiz bir topluluk olmaktan öteye götüremiyor.
(bkz: tüm yobazlara hükmedecek tek bir peruk)

Peruk taksın herkes Allah aşkına. Başına, kıçına ve sair dünya görüşünü ele veren her uzvuna peruk taksın herkes.
Hakimlerle sınırlı kalmasın. Avukatlar, hemşireler, zincir market kasiyerleri, dozer operatörleri... herkes Taksın Şu meretten.

Ben ne bileyim corona aşısı yapan hemşire ülkücü mü Kürtçü mü bana çip takıyor mu! O da peruk Taksın bana ne!

Çok şükür bugün de insani yaşam seviyesiyle aramızdaki mesafeyi ışık yılı neviinden ölçtük.
ne yani üstün bey eşcinsel bir danışanı gelince empati yapmak yapmak adına kendisini eşcinsel olarak varsayıp fantezi dünyasında ne kadar mutlu olduğunu görünce danışanına devamke mi diyor...
dinci tayfanın, üniversite okumak isteyen erkek çocuğundan cin çıkartmaya çalıştığı bir dönemden
(kızlara neler yaptılar bilmek bile istemiyorum)
yine aynı dinci tayfanın çocuklarının, prof un başörtülü psikolog olamaz beyanına isyan ettiği bir döneme evrildik.
elhamdülliah
yarhemükellah
süreç çok hızlı oldu.
mesela bizim yurtlarda top oynayan hortumla dayak yerdi.
SAÇI UZUN DİYE FALAKAYA YATIRILIRDI.
dayak yiyen çocukların inlemeleri semayı sarardı.
ve biz bunu anlattığımızda kimsecilerin sesi çıkmazdı.
şimdi hepsi birer aslan parçası olmuş.
maşallah.
yazacak çok şey var ama
çok yazdık değişen bir şey olmayınca yazmayı bıraktık.
ruhban eğitim sistemine alternatif olarak kurulan ve ruhban olmayan eğitim kurumu demek olan üniversite , * yetiştirdiği tüm doktorları , profesörleri dini bir otorite gibi göstermeye devam ediyor aslında. bu eğitim sisteminin bağımsız olduğuna ikna olmak gerçekten çok zor.

modernizmin miti reddedip , aklı mitleştirmesi gibi bu sistemin çocukları da hezeyan dolu bir akıl tutulması yaşıyorlar. çünkü yeni dinleri pozitivizm beyinlerini öylesine bir mitle sarmış ki , dinin en küçük bir formuna bile tahammülleri kalmamış. çünkü formu bile norm olarak algılayacak kadar akıldan, izandan yoksun hale gelmişler.

bu yüzden bir türlü de beşer seviyesini aşıp insanlaşamıyorlar. bazı hayvanların da gösterebildiği bir takım zihin hareketleri ve hatırlama gibi algılara sahipler ama asla insanlaşamıyorlar. yaşadığı mekan ve yaşadığı zaman algıları da asla "şimdi ve burada" olamıyor. sanki paralel evrenden dünyaya bakıyorlar.

neyse işin felsefi yönü bir yana ulan hıyar bilime göre bile bir şey ahlakça ne iyi ne de kötü varsayılabilir. hele ki senin gibi tamamen nesnel bilimsel gerçeklerin peşinde koşması gereken adam nasıl bu kadar ahmakça bir beyanda bulunabilir. bilginin objektif kriterleri ve yöntemleri peşinde koşması gereken bir adam nasıl bu kadar sığırca bir açıklama yapabilir ben de ona şaşıyorum.