işin esprisi bir yana yerini gerçekten ağlayamamaya bırakan istek.
isteyecek kadar bile bir kıpırtı oluşturamıyor herhangi bir şey. öyle soğuk soğuk geçip gidiyor olay etrafınızdan. bir vakit geçiyor mesela sonra oldukça abuk bir şeyde burun direği sızlıyor. kısacası ağlamak da bir meziyet. teşbihte hata olmaz ancak tetikleyeni ne olursa olsun sorgulamadan bazen dertleri kusuyormuş gibi sarsılarak ağlayabilmeli insan. oh bir dinginlik, bir lüzumsuzluk, bir ağrı. maşallah.
Birden bire gelen ağlama isteği
bize de geliyor ama serde erkeklik var.
kim demiş bu sözü acaba. onun yüzünden sürekli burun çekmeyle olayı geçiştiriyoruz.
ya da gözümüze toz kaçmış oluyor.
kim demiş bu sözü acaba. onun yüzünden sürekli burun çekmeyle olayı geçiştiriyoruz.
ya da gözümüze toz kaçmış oluyor.
Sıkıntı değildir, olur öyle şeyler.
Hiç gitmemesi sorundur ama.
Majör depresyondan bahsedip kafa açmayacağım. Sadece allah kimseye vermesin diyor susuyorum.
En olmadık anlarda insanların size şaşkın-tedirgin-acımış bakmasına sebep olur. Çoğu durumda üç tavrı da dikkate alamayacak kadar kendinizden geçmiş olursunuz.
Hiç gitmemesi sorundur ama.
Majör depresyondan bahsedip kafa açmayacağım. Sadece allah kimseye vermesin diyor susuyorum.
En olmadık anlarda insanların size şaşkın-tedirgin-acımış bakmasına sebep olur. Çoğu durumda üç tavrı da dikkate alamayacak kadar kendinizden geçmiş olursunuz.
bu seneki tatil planlarım tutmadığı için içinde olduğum ruh hali. ofisin kapısında oturup uzun hava eşliğinde ağlamak istiyorum her sabah geldiğimde.
(bkz: geldikleri gibi giderler)
seda sayan ses tonuyla lütfen. “sen kimsin, sen kim-sin. sana bir tavsiyem”
*
seda sayan ses tonuyla lütfen. “sen kimsin, sen kim-sin. sana bir tavsiyem”
*
Aslında birden bire olmuyor hiçbir şey. Ama niye en olmadık zamanda gelir.
Ağız tadıyla bir depresyona girmek istiyorum.
Ağız tadıyla bir depresyona girmek istiyorum.