çokokrem

1 /
ülker tarafından hayatımıza sokulan, çocukken her daim sürümseyen ancak büyüdüğümüzde bilhassa öğrenci evi yaşantılarında felaket baymasından dolayı bir yaştan sonra yüzüne bakılmayan temel gıdalardan bir diğeri. tüplüsü çocukken favoridir.

(bkz: sürümsemek)
işte bu çocukluğum. ablam ve biraderimle, babamın verdiği harçlığı bölüştüğümüzde, her gün bi tane bundan, bi tane de albeni alabiliyorduk. hatta bi tane de altın para şeklindeki çikolatadan, yaş farkından dolayı ablama gidiyordu, hem o kızdı, biz yemesek de olurdu. okula gitmeden her sabahki ritüelimiz buydu. eski güzel günler.

git
reklamında kazık kadar adamları iftarda yer sofrasında oturtup, sıcak ekmek arasına sürülmüş çokokrem yedirerek iftar açtıran marka. belki reklam ajansı şunu düşündü.

'' bu ülkede kerli ferli siyasetçiler seçim zamanı gbt'si önceden temiz çıkmış, bir ailenin yanına önceden haber vererek yer sofrası kurdurtuyor ve orada yemek verken poz vererek oy bekliyorlar. belki biz de bu damardan girersek sizdeniz mesajı verebiliriz.''

bin dokuz yüz dokuz doğumlu dedemin bile yer sofrasında yediğini hatırlamayan ben, şuna eminim ki bu ülkede bazıları tencereyi kaynatacak yağ bulamadığı için çocuklarını belki içinde envai çeşit katkı maddesi olan çokokrem gibi zararlı şeylerle beslemek zorunda kalıyorlardır. yani iftarı çokokremle açma kısmına itirazım yok, aslında böyle mal değneklerine oy verenleri gördükçe yer sofrası meselesi de o kadar mantıksız gelmedi şimdi.
sevip sevmediğime karar veremediğim çikolata.

fındığı çok gibi aslında o yüzden sevmiyorum ama her kaşıkladığımda, çocukluğumun ayrı bir lezzeti olan tüp çokokrem'den yiyormuşum gibi hissettiriyor ve güzelmiş diyorum. nutella'ya ne koyuyorlarsa bunda o yok, orası kesin.

nihayetinde imera umduğunu değil bulduğunu kaşıklar....*