donut

i̇ngilizce doughnut kelimesinden gelen atıştırmalık.
dough hamur demek, nut ise çerez veya atıştırmalık gibi anlamları var.
ilk defa 1485'te almanlar yapmış. sonra hollandalılar 18. yy başında amerika kıtasında taşımış ve sonrasında bugünkü halini almış.

Hoş ama çok ağır. 2.yi yiyemiyorsunuz. Hem Pahalıca. o yüzden tutmadı.

#7028178
karantina günlerinde yapmışlığım vardır, hatta süreci anlatmışım. çok yağ çekiyor, artık evde de yapılmaz..

rahmetli alex james murphy bir cyborg'e dönüşmeden önce devriye sırasında çok yemiştir. kahve ve donat'ı alır karanlık new york sokaklarının delhizlerinde buz gibi ekip arabasında telsizin başında beklerdi. şimdilerde emekli bir polis olarak eski günleri özlediği söylenir.

(bkz: robocop)

en vay pi di.

opın dı dor end giv mi donat.

hiç bakmadım tadına. aman be.

(bkz: donut masayı)

Şişman, gözlüklü ve zenci Amerikalı polis değilseniz yememeniz gereken tatlı.

En iyisi üsküdar meydanda kızılay çadırlarının karşısındaki tarihi binanın içindeki markette satılan yiyecek. Hemen elde satıyorlar. Mihrimah Caminin şadırvanına oturup yiyebilirsiniz ahdkhd. Bunun dışında geri kalan sıralama boston>krispy kreme lokmacılar kapandığından(cidden kadıköydeki lokmata bile kapattı) mecbur donut müptelası oldum. Bizi zorla amerikanvaari yaptılar.

balpeteğim, yürek feryadım, ay yüzlüm, destegülüm, canım kızım, ısrarla bunu sevmeye çalışıyor. bunu sevmesi gerektiğini zannediyor. ne zaman bir pastaneden ya da avm içinde satıldığı bir yerden geçsek, bir iki tane alıyor ve bir iki ısırıktan sonra da, bırakıyor. geçen cuma akşamı, eve döndüğümde baktım masanın üzerinde, 3 tane duruyor. her birinden birer ısırık alınmış ve beğenilmeyip tabağa konulup, evin çöp öğütme makinesi olan babanın gelip tüketmesi için bırakılmış. yahu ben ki, istisnalar dışında tatlı seçmem, ben bile sevmiyorum. bir de pahalı bir şey.

acilen kızımı, bunu sevmek zorunda olmadığına inandırmam lazım. oysa ıspanağa karşı böyle yaklaşımı hiç olmadı.