maç çıkışı taraftarın size sarması

1 /
Tehlikeli bir durumdur. Taraftar denen insan, zaten normal insan değildir. Maç esnasında ve sonrasında ise iyice zıvanadan çıkar. İyice anormalleşir. "He he" deyip bile geçemeyebilirsiniz.

Çok eski Bir tarihte, şimdi adını bile hatırlamadığım bir takım beykoz'a deplasmana gelmişti. Paşabahçe stadında oynanan maçta ben de, mahalleden arkadaşlarla tribündeydim. 18 yaşında filan olmalıyım. Buz gibi hava. Üzerimde kot ceket. Donmuşum. Tribünün altındaki stat kafesinde pişen köftelerin, yanan kömürle karışan kokusu bir yandan, tribündekilerin hiç sönmeyen sigaralarının dumanı bir yandan, karayelle gelen soğuk bir yandan, kafa bi dünya olmuş. İyice serseme dönmüşüm. Rakip takım da birkaç taraftar getirdiği için, tribünde iyice kızışmışız. Neyse Maçı bizimkiler kazandı. Semtin çocuğu olduğumuz için, taraftarların kullandığı kapıdan çıkmadık. Zaten oradan da girmemiştik. Sporcuların kullandığı kapıdan çıktık 15-20 kişi. Ağzımızda tezahüratlar, küfürler yürümeye başladık. Derken otopark olarak kullanılan boş arsanın orada, rakip takımın otobüsünü gördük. Aslında otobüsün üzerinde bir yazı da yok. Taraftarın biri, koltuğun birinde atkı bırakmış. Otobüsün büyük yan camlarını yumruklamaya başladı bizimkiler. Ben de, o an aklıma nerden geldiyse, asla normal kafayla düşünmeyeceğim bir şey yaptım. Belimden kemeri çıkarıp, tokası üste gelecek şekilde, soğuktan buz kesmiş sağ elime sardım ve cama indirdim. Çok sert de vurmadım, ama cam anında tuzla buz olup, başımdan aşağı indi. Anında aklım yerine geldi. Acayip bir korku, telaş, pişmanlık... eve nasıl kaçtığımı bilmiyorum. Eve gelir gelmez de yatağa attım kendimi. Sabaha kadar kendime, neden, neden, neden diye sordum durdum.

Mahallede herkes şaşırdı. Kimse benden beklemiyordu çünkü. Kaldı ki, kendileri bile bunu yapamazdı. Haftada bir çıkan, bir amatör futbol gazetesi vardı. Kulübe düzenli gelirdi. Orada da yer almıştı bu olay. Beykoz'da holiganlar, rakip takım otobüsünün camlarını kırdılar diye. O holigan da bendim.

Velhasıl, uzak, upuzak durun, bunlardan...
hadi size kurt binici başlığı açayım şunca yılın üstüne.

efenim üniversitede malum, bir gün arkadaşla adapazarı sokaklarında yürüyoruz. meğer adapazarı, statları daha uzağa taşınmadan önceki son maçını yapıyormuş kendi şehir merkezinde. biz de şans bu ya maç çıkışı denk geldik o yol istikametine.

böyle bir gürültü. tüm taraftar aynı anda çıkıyor dışarıya. biz de aksi olarak üzerlerine yürüyoruz. yürüyenlerden bir tanesiyle göz göze geldik uzaktan. adam dedi ki bana bakarak;

- işte evleneceğim insanı buldum.

ahahah. aynen abicim, ben de dedim ki bugün yürürken hangi magandayla birlikte dünya evine gireyim.

hikayenin devamı yok arkadaşlar. tşkler.

*