oyuncu kadrosu iyi,senaryosu eh işte denebilecek hayatın içinden gibi bir yapım. akıcılık biraz yavaş. meraklısına...
mine
(bkz: saat kadranı)
türkan şoray ile cihan ünal aşkının başlangıcı olarak kabul edilen 1982 tarihli film. necati cumalı'nın aynı adlı kitabından atıf yılmaz yönetiminde sinemaya uyarlanmış. bu çalışma türkan şoray'ın ilk defa şoray kanunlarını yıkıp yatağa girmesiyle de bilinir. ünlü olduğu ilk yıllardan beri işadamı rüçhan adlı'yla yaşayan türkan şoray, bu filmde kendi kalıplarını yıkar. rivayet odur ki rüçhan bey, film gösterime girmeden önce izlemiş ve sevişme sahnelerinin o zamanın değer yargılarına göre fazla aşırı olduğunu belirtmiştir. bu arada rüçhan adlı'nın da gayrımüslim eşi meri hanım'dan hiçbir zaman ayrılmadığını türkan şoray'la nikahsız yaşadıklarını belirtelim.
filme gelince kadrosunun kuvvetiyle dikkat çekiyor. cihan ünal, hümeyra, kerim afşar, orhan çağman, belkıs dilligil, ahmet uğurlu, erdal tosun ve türkan şoray'ın kocası istasyon şefi rolünde selçuk uluergüven. her biri bir oyunu yahut sinema filmini tek başına götürebilecek kapasitede isimler. buna rağmen mine filminin senaryosunda ciddi bir inandırıcılık problemi var. film eğridir gölünün kıyısındaki bir beldede çekilmiş ve kasaba eşrafının tamamıyla beraber, lümpen gençler mine'ye aşık. kadınlar ise mine'yi kıskanmakta. ancak atıf yılmaz'ın yaşadığı toplumu fazla tanımadığı belli oluyor. örneğin bir çay bahçesinde türkan şoray, cihan ünal ve hümeyra'nın oturduğu sahne var. bahçedeki kasabalı tüm erkekler sandalyeleri de o tarafa dönük vaziyette masadaki kadınları süzüyorlar. yine eşrafın tüm kadınları ortada birşey yokken türkan şoray (mine) ile cihan ünal'ı sevişirken basmak için kovalayıp duruyor. mahalle baskısı ve küçük burjuvanın ikiyüzlülüğü anlatılmak istenmiş ama işleniş tarzı çok çiğ kalmış. cihan ünal'ın kasıntı tarzına rağmen türkan şoray, rolünün hakkını verimiş. kadınlığının ve güzelliğinin zirvesinde. selçuk uluergüven ise bence rolüne cuk oturan tavrıyla filmi en inandırıcı karakteri.
filme gelince kadrosunun kuvvetiyle dikkat çekiyor. cihan ünal, hümeyra, kerim afşar, orhan çağman, belkıs dilligil, ahmet uğurlu, erdal tosun ve türkan şoray'ın kocası istasyon şefi rolünde selçuk uluergüven. her biri bir oyunu yahut sinema filmini tek başına götürebilecek kapasitede isimler. buna rağmen mine filminin senaryosunda ciddi bir inandırıcılık problemi var. film eğridir gölünün kıyısındaki bir beldede çekilmiş ve kasaba eşrafının tamamıyla beraber, lümpen gençler mine'ye aşık. kadınlar ise mine'yi kıskanmakta. ancak atıf yılmaz'ın yaşadığı toplumu fazla tanımadığı belli oluyor. örneğin bir çay bahçesinde türkan şoray, cihan ünal ve hümeyra'nın oturduğu sahne var. bahçedeki kasabalı tüm erkekler sandalyeleri de o tarafa dönük vaziyette masadaki kadınları süzüyorlar. yine eşrafın tüm kadınları ortada birşey yokken türkan şoray (mine) ile cihan ünal'ı sevişirken basmak için kovalayıp duruyor. mahalle baskısı ve küçük burjuvanın ikiyüzlülüğü anlatılmak istenmiş ama işleniş tarzı çok çiğ kalmış. cihan ünal'ın kasıntı tarzına rağmen türkan şoray, rolünün hakkını verimiş. kadınlığının ve güzelliğinin zirvesinde. selçuk uluergüven ise bence rolüne cuk oturan tavrıyla filmi en inandırıcı karakteri.
İngilizcede hem 'benim' anlamına gelir hem de 'maden, mayın' gibi anlamlara gelir.
Dişin dışında bulunan tabaka. %95 inorganik maddeden oluşur. Dünyanın en sert maddelerinden biridir. Bu yüzden yine çok sert bir madde olan elmasla kesilir. Dişinizi oyan o aletlerin ucunda elmas partiküller bulunuyor yani.
beni etkileyen bir parça. kill the noiseden.
sözleri:
No, don't you leave me this way
I can love you
Just give me some time, baby
Don't go, don't leave me on my own
You're mine now, anyway
Don't leave me on my own
No, don't you leave me this way
I can love you
Just give me some time, baby
Don't go, don't leave me on my own
You're mine now (you're mine now, you're mine now)
Don't leave me on my own
I'm not well
I got no home
Ooh, how can I lift myself from this
When I left my faith in this?
(You're mine now)
No, don't you leave me this way...
sözleri:
No, don't you leave me this way
I can love you
Just give me some time, baby
Don't go, don't leave me on my own
You're mine now, anyway
Don't leave me on my own
No, don't you leave me this way
I can love you
Just give me some time, baby
Don't go, don't leave me on my own
You're mine now (you're mine now, you're mine now)
Don't leave me on my own
I'm not well
I got no home
Ooh, how can I lift myself from this
When I left my faith in this?
(You're mine now)
No, don't you leave me this way...

maden ve çini üzerine vurulan camı andırır cilâ. [far. is.]
dişlerin üzerindeki ince ve parlak tabaka.
saat kadranı.
ince va parlak nakış. [mec.]
*
dişlerin üzerindeki ince ve parlak tabaka.
saat kadranı.
ince va parlak nakış. [mec.]
*
kadın ismi. (far.) 1. metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı. 2. ince ve parlak nakış. 3. çiçekleri başak durumunda, alacalı, mavi veya menekşe renginde, ıtırlı bir bitki. *