Nasip, kar yağarken ellerini iyice iki yana salıp, ağzını da semaya doğru açarak diline karların düşmesinin verdiği mutluluğu hissedebilmektir. İşte o hissin hala bu beton şehirler arasında kaldıysa çok nasiplisin.
nasip
Her şeyin mayası
Tevekkül halinde; yani Elinden geleni yaptıktan sonra iş duaya gelince artık nasip denilen dala sıkı sıkıya tutunuyorsun.
Nasip umutsuzluk demek değildir; bilakis umudu yeniden yeşertmek, sağlam kulpa sarılmak demektir.
Nasip de Allah’ın dilemesi iledir. Şunu da belirtmek isterim ki nasip denilen mefhumu evvela hak etmek gerekir. Çaba, gayret; sonrası nasip kısmet.
Nasip umutsuzluk demek değildir; bilakis umudu yeniden yeşertmek, sağlam kulpa sarılmak demektir.
Nasip de Allah’ın dilemesi iledir. Şunu da belirtmek isterim ki nasip denilen mefhumu evvela hak etmek gerekir. Çaba, gayret; sonrası nasip kısmet.
Pes ettim demenin dinsel olarak dışa vurumu.
(bkz: ya nasip)
ferahlatan, serinleten cümle. ancak her zaman demesi kolay olmuyor. ama nasip denildiği anda hayatla olan kavgan durgunlaşıyor. sanki o yediğin yumrukları hissetmiyorsun.
nasipse münasiptir, münasipse nasiptir.
Ahmak uyutan telkin. İnanç.
Para parayı çeker. Güç gücü çeker.
Nasip, kısmet, kader ayağı yaşayak.
Para parayı çeker. Güç gücü çeker.
Nasip, kısmet, kader ayağı yaşayak.
(bkz: hasip ile nasip)