Irkçılık, faşistlik, ümmetçilik, kardeşlik gibi gerçekle hiçbir alakası olmayan sloganlarla eyleme çıkmışlar. Ülkede koskoca bir milli güvenlik sorunu var, koskoca bir ekonomik kriz var ama işte bu güruh dini kullanarak emperyalizmin işgaline gönüllü askerlik yapıyor.
Bunlara karşı ülkeyi mi savunacağız, dini mi savunacağız, işgale karşı mı savaşacağız, diğer yandan yaşam mücadelesi mi vereceğiz anamızı bellediniz be bi sgidin.
özgür der
iktidar yanlısı olmakla eleştirilen, son zamanlarda akp'ye iyice yakınlaştığı iddia edilen dernek. ancak iddiaların özgür-der hakkında detaylı bilgisi olmayan, bir iki olayla ilgili tavrından haberdar olan insanlar tarafından ortaya atıldığı, dernek hakkında yapılacak bir araştırmayla kolaylıkla saptanabilir. özgür-der kurulduğu ilk günden beri yalnızca islamdan taraf olmuştur ve bu durum hâlâ böyle devam etmektedir. ak partiyle olan ilişkisi akp'nin doğrularına doğru, yanlışlarına yanlış demekten öteye gitmez. zaten biraz araştırıldığında bu derneğin üyelerinin -genel olarak- seçimlerde oy kullanmadığı görülebilir.
azadiya welat adlı gazetenin haklarında yaptığı yayında kendilerine göre bazı sorular sormuş buna mukabil özgür-der'de bu sorulara sitelerinden cevap vermiştir. bu arada hedef gösterilmesinin ardından derneğe karşı saldırılar artmıştır.
daha önce belirttiğimiz gibi aslında tüm mesele suriye ayaklanması'ndan sonra ortaya çıkmıştır. pkk ve uzantıları ayaklanma olduğunda net tavrını ortaya koymamış hatta esed'in yanında görünmüştür. protestolara katılanlara baskı yapmıştır. şimdi neden böyle davrandıkları daha iyi anlaşılıyor. türkiye'de çözüm sürecinin başlamasından sonra enerjilerini suriye'ye kaydırmışlardır.
özgür-der ile bu kürtçü faşistler arasındaki gerilim rojava meselesinden sonra net olarak ortaya çıktı. katliam var diye internete sürdükleri video esed mamulu çıkınca hatalarını kabul edeceklerine işi pişkinliğe vermişler "ne yani kürtlere katliam yok mu" demeye başlamışlardır. haksız olduklarını bildikleri halde hemen şiddete sarılmışlardır. aslında şiddete meyyal standart kürtçü faşist refleksidir bu. haksız olduklarında şiddete başvurmaları çok da anlamsız değildir.
işbu gazetenin sorularına cevaplarından bazıları şöyledir: "rojava’da katliam yapıldığını iddia ediyor fakat katliam görüntüleri diye arka arkaya yalanlanan görüntüler, fotoğraflar yayınlıyorsunuz. bu bölgede pyd ile çatışan suriyeli rejime muhalif gruplara ideolojik/siyasi düzeyde karşı çıkabilir, onlara karşı tavır alabilirsiniz ama masum sivillere yönelik katliam yapıldığı, kadınlara tecavüz edildiği, cami hoparlörlerinden kürtlerin canlarının, mallarının helal olduğuna dair fetvalar yayınlandığı türünden yalanlarla propaganda yapamazsınız. çünkü bu tür iddialar açıkça iftiradır ve bu tür iftiralarla kamuoyu oluşturmak, gündem belirlemek, tabanı hareketlendirmeye kalkışmak ideolojik/siyasi kimlik sahibi hiçbir oluşuma yakışmayacak bir tavırdır. "
"suriyeli direnişçilerce “diri diri yakılan 3 sivil kürt” iddiası yalan olduğu ispatlanmış, bayatlamış, hatta sahibini zehirleyebilecek kadar kokuşmuş bir iftiradır. bilindiği üzere 7 ağustos tarihinde iran’ın press tv’sine dayandırılarak doğan haber ajansınca servis edilen görüntüler üzerinden dillendirilen bu iddianın ne suriye’yle, ne de kürtlerle ya da pyd’lilerle bir ilgisinin olmadığı ve hiçbir surette tasvip edilmesi mümkün olmayan bu fiilin, 2011 nisan’ında irak’ta gerçekleşen bir hadisenin görüntüleri olduğu ispatlanmış, zaten adı geçen ajans da haberini çekmiştir.
buna rağmen bu iddianın hala doğruymuş gibi kabul edilmesi ve tarafımıza soru olarak yöneltilmesi, açıkçası gerçeklik algısı ne oranda deformasyona uğramış çevrelerle muhatap olduğumuzun bir göstergesidir. aslında tek başına bu iddia ve yaslandığı temelsizlik dahi salim aklı ve sorumluluk sahibi herkese bu gündem üzerine bina edilen kanaatlerin, tezlerin “tutarlılığı ve inandırıcılığı” hakkında bir fikir vermelidir!"
evet, bu bir "hastalık" belirtisidir. iddia çürütüldüğü halde halen daha aynı teraneler okunuyorsa burada açıkça bir hastalıktan bahsedilebilir. ön-yargı bu durumu açıklamaya yetmez!
"biz suriye’deki güçlerin birbirleriyle çatışmalarının doğru olmadığına ve bu güçlerin esed zulmüne karşı savaşmalarının gerekli olduğuna dair görüşlerimizi başından itibaren dillendirdik, dillendiriyoruz. bu meyanda pyd’nin esed güçleriyle değil de muhalif güçlerle çatışmasının, gerek suriye’nin gerekse de kürdistan’ın geleceği açısından olumlu bir sonuç doğurmayacağı aşikardır. ancak geldiğimiz noktada tartışma konusu olan durum, bu çatışmaların ötesinde, esed muhalifi güçlerin ve suriye direnişine destek veren özgür-der’in yoğun bir iftira kampanyasıyla karalanmaya çalışılmasından kaynaklanmıştır.
bizim için suriye direnişi bir bütündür. etnik kökenine ve inancına bakmaksızın, zalim baas rejimine karşı direnen bütün unsurların insan olmanın gerektirdiği onurlu bir tavır sergilediğine inanıyoruz. ve şayet pyd de pek çok kürt örgütü gibi bu direniş içinde yer almış olsaydı şüphesiz ideolojik farklılığına rağmen pyd’nin de onurlu bir tutum içinde olduğunu düşünürdük."
"suriye direnişi en genelde şu veya bu örgütün değil, tüm suriye halkının direnişidir. elbette bünyesinde el-kaide ile bağlantılı grupları da barındırabilir. ancak pkk ve pyd medyası, direniş gruplarını özellikle el-kaide etiketi ile sunmakta ve bu yolla direnişi marjinalleştirmeye çalışmaktadır. aynı mantıktan hareketle direnişe destek verdiği ve ileri sürülen katliam iddialarının doğru olmadığını söylediğimiz için, hiçbir nesnel temeli bulunmamasına rağmen bizi el-kaide ile irtibatlandırma çabasına girişmektedir."
"ne ilginçtir ki, katliama delil sayılabilecek bir tek gerçek görüntü yokken ve sunulan bütün görüntü ve fotoğrafların sahte olduğu ortaya çıkmışken, hatta katliamın yapıldığı öne sürülen köye haber yapmak üzere giden rudaw gazetesi yetkililerinin köye girişi pyd güçlerince engellemişken, hala aynı çevrelerin katliam yalanları ve bizi de “muhayyel katliam”ı desteklemekle suçlamaları sürmektedir. kaldı ki suriye kürdistan’ında hâlihazırda belgelenen bir katliam olmadığını sadece özgür-der değil, irak kürdistanı yetkilileri de dâhil olmak üzere birçok kürt grup dillendirmektedir. herkes bilsin ki yeryüzünde mazlumların uğradığı hiçbir katliama sessiz kalmayan özgür-der, kürt halkına yönelik bir katliama da kim tarafından yapıldığına bakmaksızın asla sessiz kalmaz. özgür-der pratiği bunun sayısız örnekleriyle doludur.
bu vesileyle müslümanların bu tür bir vahşilikle, ölçüsüzlükle asla işinin olamayacağının altını çizerken, bu iftirayı müslümanlara yakıştıran anlayışı da bir kere daha lanetliyoruz!" *
daha önce belirttiğimiz gibi aslında tüm mesele suriye ayaklanması'ndan sonra ortaya çıkmıştır. pkk ve uzantıları ayaklanma olduğunda net tavrını ortaya koymamış hatta esed'in yanında görünmüştür. protestolara katılanlara baskı yapmıştır. şimdi neden böyle davrandıkları daha iyi anlaşılıyor. türkiye'de çözüm sürecinin başlamasından sonra enerjilerini suriye'ye kaydırmışlardır.
özgür-der ile bu kürtçü faşistler arasındaki gerilim rojava meselesinden sonra net olarak ortaya çıktı. katliam var diye internete sürdükleri video esed mamulu çıkınca hatalarını kabul edeceklerine işi pişkinliğe vermişler "ne yani kürtlere katliam yok mu" demeye başlamışlardır. haksız olduklarını bildikleri halde hemen şiddete sarılmışlardır. aslında şiddete meyyal standart kürtçü faşist refleksidir bu. haksız olduklarında şiddete başvurmaları çok da anlamsız değildir.
işbu gazetenin sorularına cevaplarından bazıları şöyledir: "rojava’da katliam yapıldığını iddia ediyor fakat katliam görüntüleri diye arka arkaya yalanlanan görüntüler, fotoğraflar yayınlıyorsunuz. bu bölgede pyd ile çatışan suriyeli rejime muhalif gruplara ideolojik/siyasi düzeyde karşı çıkabilir, onlara karşı tavır alabilirsiniz ama masum sivillere yönelik katliam yapıldığı, kadınlara tecavüz edildiği, cami hoparlörlerinden kürtlerin canlarının, mallarının helal olduğuna dair fetvalar yayınlandığı türünden yalanlarla propaganda yapamazsınız. çünkü bu tür iddialar açıkça iftiradır ve bu tür iftiralarla kamuoyu oluşturmak, gündem belirlemek, tabanı hareketlendirmeye kalkışmak ideolojik/siyasi kimlik sahibi hiçbir oluşuma yakışmayacak bir tavırdır. "
"suriyeli direnişçilerce “diri diri yakılan 3 sivil kürt” iddiası yalan olduğu ispatlanmış, bayatlamış, hatta sahibini zehirleyebilecek kadar kokuşmuş bir iftiradır. bilindiği üzere 7 ağustos tarihinde iran’ın press tv’sine dayandırılarak doğan haber ajansınca servis edilen görüntüler üzerinden dillendirilen bu iddianın ne suriye’yle, ne de kürtlerle ya da pyd’lilerle bir ilgisinin olmadığı ve hiçbir surette tasvip edilmesi mümkün olmayan bu fiilin, 2011 nisan’ında irak’ta gerçekleşen bir hadisenin görüntüleri olduğu ispatlanmış, zaten adı geçen ajans da haberini çekmiştir.
buna rağmen bu iddianın hala doğruymuş gibi kabul edilmesi ve tarafımıza soru olarak yöneltilmesi, açıkçası gerçeklik algısı ne oranda deformasyona uğramış çevrelerle muhatap olduğumuzun bir göstergesidir. aslında tek başına bu iddia ve yaslandığı temelsizlik dahi salim aklı ve sorumluluk sahibi herkese bu gündem üzerine bina edilen kanaatlerin, tezlerin “tutarlılığı ve inandırıcılığı” hakkında bir fikir vermelidir!"
evet, bu bir "hastalık" belirtisidir. iddia çürütüldüğü halde halen daha aynı teraneler okunuyorsa burada açıkça bir hastalıktan bahsedilebilir. ön-yargı bu durumu açıklamaya yetmez!
"biz suriye’deki güçlerin birbirleriyle çatışmalarının doğru olmadığına ve bu güçlerin esed zulmüne karşı savaşmalarının gerekli olduğuna dair görüşlerimizi başından itibaren dillendirdik, dillendiriyoruz. bu meyanda pyd’nin esed güçleriyle değil de muhalif güçlerle çatışmasının, gerek suriye’nin gerekse de kürdistan’ın geleceği açısından olumlu bir sonuç doğurmayacağı aşikardır. ancak geldiğimiz noktada tartışma konusu olan durum, bu çatışmaların ötesinde, esed muhalifi güçlerin ve suriye direnişine destek veren özgür-der’in yoğun bir iftira kampanyasıyla karalanmaya çalışılmasından kaynaklanmıştır.
bizim için suriye direnişi bir bütündür. etnik kökenine ve inancına bakmaksızın, zalim baas rejimine karşı direnen bütün unsurların insan olmanın gerektirdiği onurlu bir tavır sergilediğine inanıyoruz. ve şayet pyd de pek çok kürt örgütü gibi bu direniş içinde yer almış olsaydı şüphesiz ideolojik farklılığına rağmen pyd’nin de onurlu bir tutum içinde olduğunu düşünürdük."
"suriye direnişi en genelde şu veya bu örgütün değil, tüm suriye halkının direnişidir. elbette bünyesinde el-kaide ile bağlantılı grupları da barındırabilir. ancak pkk ve pyd medyası, direniş gruplarını özellikle el-kaide etiketi ile sunmakta ve bu yolla direnişi marjinalleştirmeye çalışmaktadır. aynı mantıktan hareketle direnişe destek verdiği ve ileri sürülen katliam iddialarının doğru olmadığını söylediğimiz için, hiçbir nesnel temeli bulunmamasına rağmen bizi el-kaide ile irtibatlandırma çabasına girişmektedir."
"ne ilginçtir ki, katliama delil sayılabilecek bir tek gerçek görüntü yokken ve sunulan bütün görüntü ve fotoğrafların sahte olduğu ortaya çıkmışken, hatta katliamın yapıldığı öne sürülen köye haber yapmak üzere giden rudaw gazetesi yetkililerinin köye girişi pyd güçlerince engellemişken, hala aynı çevrelerin katliam yalanları ve bizi de “muhayyel katliam”ı desteklemekle suçlamaları sürmektedir. kaldı ki suriye kürdistan’ında hâlihazırda belgelenen bir katliam olmadığını sadece özgür-der değil, irak kürdistanı yetkilileri de dâhil olmak üzere birçok kürt grup dillendirmektedir. herkes bilsin ki yeryüzünde mazlumların uğradığı hiçbir katliama sessiz kalmayan özgür-der, kürt halkına yönelik bir katliama da kim tarafından yapıldığına bakmaksızın asla sessiz kalmaz. özgür-der pratiği bunun sayısız örnekleriyle doludur.
bu vesileyle müslümanların bu tür bir vahşilikle, ölçüsüzlükle asla işinin olamayacağının altını çizerken, bu iftirayı müslümanlara yakıştıran anlayışı da bir kere daha lanetliyoruz!" *
tarihine baktığımızda müslümanların safında yer aldığı görülmüştür...
milliyetçilikten olabildiğince uzaktır...
haksız eleştirilmesinin nedeni bu sanırım...
ydg h ipiyle kuyuya inenler sadece özgürderi değil, faşizmin karşısındaki herkesi düşman bellerler...
milliyetçilikten olabildiğince uzaktır...
haksız eleştirilmesinin nedeni bu sanırım...
ydg h ipiyle kuyuya inenler sadece özgürderi değil, faşizmin karşısındaki herkesi düşman bellerler...
her daim hakkın yanında olmayı başarmış stk dır . kendilerine karşı yapılan çirkeflikleri kınıyoruz . artık islami pis emellerine alet eden bu faşist ırkını din edinenlere dur deme vakti gelmişti .
özgür der kürtlere yapılan katliamları görmezden geldiği gibi o katliamları sanki kürtler kendisi yapıyormuş gibi bir propaganda alanı seçmiş durumundadır. pkk nın veya pyd nin özgür der i muhatap alacagını düşünmüyorum ne varki arap cografyasında olagelen her şiddeti kendi lehine cevirmesini bilen islamcıların çirkin yüzünü göstermekte bir görev olsa gerek. deneyimler ve zaman gösteriyorki islamcıların ezik kafaları daha çok ezilmeden adam olmuyacakları anlaşılıyor. anlayış şu: (bkz: müslümanız o halde haklıyız).
sık sık hükümet tetikçiliğiyle itham olunan, şahsen bir şubesinde de yönetim kurulu üyesi olduğum dernek. kurmaylarından biri olan hamza türkmen şöyle der: bizler özgürderci değiliz, özgürderliyiz. dolayısıyla dernek bizim için bir tabu değildir; aldığı bir karar, takındığı bir tavır bizatihi üyeleri tarafından eleştirilebilir ki sık sık eleştiriyor ve geri dönüşlerini de alıyoruz elhamdulillah.
ozgur der ve haksozu en baslarindan takip git da bizim kadar takip eden biri gercekten bogazina kadar rejime battigini anlar git olay olsun git hak git bakalim kimin agzi.o yuzden bir ton ayrilik git kuruldu mesela.
ridvan git eylemlerinde konusmasini dinledim.birinci agiz git nin git youtube den.
ayrica muhafazakarlar ne ara savunmaya gecti haksozu.modernist diye yillardir dalga gectiginiz herifler kim bilmiyorsunuz galiba.
ridvan git eylemlerinde konusmasini dinledim.birinci agiz git nin git youtube den.
ayrica muhafazakarlar ne ara savunmaya gecti haksozu.modernist diye yillardir dalga gectiginiz herifler kim bilmiyorsunuz galiba.