evde sözü geçmeyen erkeğin
her sabah kemirmek zorunda olduğu
yağ topu.
poğaça
Lan olm bunlar sabahleyin ofiste, durakta cart da curtta gariban kahvaltısiydi bea. 4 liraya, 5 liraya (gördüm 6 ya da var) satılan poğaça mı olur lan? El cevab: Oluyormuş. Şükür rejim yapmış olacaguk.
birkaç yıl önce, her sabah iki tane alıyordum ofise geçerken. kahvaltı niyetine çayın yanında pratik oluyor bilinnü. sonra iki tanenin yetmediğini fark ettim. üç tane almaya başladım. bir iki hafta içinde üç tanenin de yetmediğini fark ettim. dört tane almaya başladım. bir haftaya 4 tanenin de yetmediğini görünce, dedim "aga bu işte bir otluk var." beşe hiç bulaşmamaya karar verdim. bu kararı verdiğim o günlerde, park etmiş arabaların yanından yürürken, araçların camındaki yansımamı gördüm. danny devito'nun canlandırdığı penguen adamı gördüğümü zannettim. ben de göbek olmaz çünkü. döndüm bir baktım, yansıma ben ne yaparsam aynını yapıyor. yahu dedim, arabanın camı bombeli, haliyle göbeğimi de bombeli gösteriyor. yoksa ben de göbek olmaz.
neyse efenim, akşamına bir tartıya çıkayım dedim. 90 kiloyu görünce. hemen tartının pilini değiştirdim. çünkü bu elektronik tartıların pili zayıfladığında, altı üstü ayrı oynuyor, yanlış ölçüyor. yoksa ben de göbek olmadığı gibi fazla kilo da olmaz. pili değiştirdim. bir daha çıktım 91,5 kg gösterdi. tartıyı kaldırıp, az ileri koydum 92 kg. oradan alıp, az geri koydum 91,6 kg. "yahu tartıyı parkenin üzerine koyduğum için böyle. fayansın üzerine koymak lazım. fayansda daha dengeli olur", dedim. tartıyı götürdüm banyoya 91,5 kg gösterdi. pilini söküp, bir önceki pili koydum 91,5 kg. en azından, fayansta tartılınca, hep aynı kiloyu gösterdiğini görünce, aldığım kiloları kabullendim ve tartının bozulmadığına sevindim.
3 ay gibi bir sürede, her sabah şu zıkkımı yiyerek 17 kilo almışlığım oldu geçmişte. sonra o kiloları vereceğim diye, 2 ay boyunca kahvaltıda yoğurt, öğle yemeğinde maden suyu içtim. uzak durun efenim, epey uzak durun. çok uzak durun.
neyse efenim, akşamına bir tartıya çıkayım dedim. 90 kiloyu görünce. hemen tartının pilini değiştirdim. çünkü bu elektronik tartıların pili zayıfladığında, altı üstü ayrı oynuyor, yanlış ölçüyor. yoksa ben de göbek olmadığı gibi fazla kilo da olmaz. pili değiştirdim. bir daha çıktım 91,5 kg gösterdi. tartıyı kaldırıp, az ileri koydum 92 kg. oradan alıp, az geri koydum 91,6 kg. "yahu tartıyı parkenin üzerine koyduğum için böyle. fayansın üzerine koymak lazım. fayansda daha dengeli olur", dedim. tartıyı götürdüm banyoya 91,5 kg gösterdi. pilini söküp, bir önceki pili koydum 91,5 kg. en azından, fayansta tartılınca, hep aynı kiloyu gösterdiğini görünce, aldığım kiloları kabullendim ve tartının bozulmadığına sevindim.
3 ay gibi bir sürede, her sabah şu zıkkımı yiyerek 17 kilo almışlığım oldu geçmişte. sonra o kiloları vereceğim diye, 2 ay boyunca kahvaltıda yoğurt, öğle yemeğinde maden suyu içtim. uzak durun efenim, epey uzak durun. çok uzak durun.
iyi yapan yerde dereotlusu hepsini tokat manyağı yapar. ne mide yakar ne iç bayar.
yerken yanında meyve suyu da içerseniz nur topu gibi reflü bebeğiniz olacaktır.
Arada bir evde kahvaltı yapamadığım zaman yediğim ve eskiden içinde ne malzeme ile yapılsa onu bulduğum, şimdilerde peynirli diye alıp içinde peynirin semtine uğramadığı gıda maddesidir.
arada dereotlu, zeytinli veya kaşarlı olanını yesem de kesinlikle her gün yenilmemesi gereken kahvaltılık besin türü.
(bkz: 2 haziran 2019 pazar dünya sözlük hanımlar iftarı) ndan öğrendiğimiz kadarıyla bu işin ustası (bkz: dunyadursana)
Poşetleyip poğaçaları gizlice eve götürdüm yani öyle diyeyim.
Poşetleyip poğaçaları gizlice eve götürdüm yani öyle diyeyim.
Her sabah işe okula giden tayfaya unlu mamüller dükkanlarının sunduğu pratik olan iki seçenekten biridir.
Diğeri ise simit.
Diğeri ise simit.