SU-İ ZAN VE HÜSN-Ü ZAN DİYE İKİYE AYRILIR. SİZ SİZ OLUN, DAİMA HÜSN-Ü ZAN YAPIN.
sanmak
sanmak; aklınızın yalan olduğunu bildiği bir şeye kalbinizi ve ruhunuzu ikne etmeye çalışmasıdır.
beklenti içeren türden bir zannediş.
gönül üzülmemek için istiyor ki ya siyah olsun ya beyaz. gri diye bir şey yok, var gibi gösteren ağır yalancıdır ve biz buralarda yalancıları sevmeyiz.
yorulmadım, gayet de iyiyim.
gönül üzülmemek için istiyor ki ya siyah olsun ya beyaz. gri diye bir şey yok, var gibi gösteren ağır yalancıdır ve biz buralarda yalancıları sevmeyiz.
yorulmadım, gayet de iyiyim.
Dünyadaki en kötü şey sanmak. İyi biri sanmak, sevildiğini sanmak, doğru kişi olduğunu sanmak... Sanmak insanı mahveder.
gerçekten büyük bir aldanma.
beklenen şeylerin gerçekleşmesinin ardından, bir şeylerin değişeceğini sandığımızda ne yazık ki hiçbir şey olmuyor.
beklenen şeylerin gerçekleşmesinin ardından, bir şeylerin değişeceğini sandığımızda ne yazık ki hiçbir şey olmuyor.
insanların düşebileceği en derin ve en kirli çukur.
çok kez düştüm bu çukura, her düştüğümde de tırnaklarımla kazıdım derimi. her düşüşümde bir iz kaldı tenimde, unutmamak üzere bir işaretti. o zaman anladım insanlara güven olmayacağını ve ben o gün kendimi başka birisi gibi tanıttım.
çocuk gibi davrandım çoğu zaman. öyle sapmalarını istedim zira insanlar en kolay çocuklara zarar verir.
kimin bana kötülük yapacağını, kimin iyi olarak kalacağını en kolay bu şekilde gördüm. çok da kötülük gördüm, karşılıksız olmadı gördüklerim.
sandılar işte, istedikleri gibi zarar verebileceklerini sandılar.
çok kez düştüm bu çukura, her düştüğümde de tırnaklarımla kazıdım derimi. her düşüşümde bir iz kaldı tenimde, unutmamak üzere bir işaretti. o zaman anladım insanlara güven olmayacağını ve ben o gün kendimi başka birisi gibi tanıttım.
çocuk gibi davrandım çoğu zaman. öyle sapmalarını istedim zira insanlar en kolay çocuklara zarar verir.
kimin bana kötülük yapacağını, kimin iyi olarak kalacağını en kolay bu şekilde gördüm. çok da kötülük gördüm, karşılıksız olmadı gördüklerim.
sandılar işte, istedikleri gibi zarar verebileceklerini sandılar.
zannetmek, saymak, farz etmek, addetmek, düşünmek, tahmin etmek. [gç.siz f.]
sanırım son yarasından da biraz huylanıyor- Âkif
*
sanırım son yarasından da biraz huylanıyor- Âkif
*
böyle bir şey; online listesinin en tepesinde kendimi gördüğümde sözlüğün yöneticisi benim sanıyorum.