yeşil sermaye

1 /
biz müslümanız hacı, parana yüzde 35 kar payı verecem vaadiyle avrupadaki gurbetçilerden milyon milyon toplayıp, anadolunun çeşitli şehirlerinde mantar gibi holdinler türettiler.

çuvalla parayı ömründe görmemiş kekolar, ne yapacaklarını şaşırıp bu parayı har vurup harman savurmaya başladılar. holding binası olaak onlarca lüzumsuz bina diktiler. lüks harcamalar, metresler.

sonunda işlemeyen para suyunu çekince topu diktiler.

işte bu adamların sermayedarlarının dünya duruşu üzerinden bu para yeşil sermaye olarak adlandırıldı. bu adlandırılışın ardında da haklı olarak üç kağıtçı herifleri aşağılar bir tavır vardı. ama olan tabiki suçsuza olmuştu.

ha bu holdinglerin batanı vardı, batırılanı vardı. o başka bir hikaye.

unutmadan!
baştaki yavşaklar ise kayıplara karışıp avradı boşadı..
edit: uzun yazdım okumayanı döverim.*

zengin ve dindar iş adamının sermayesi demek değildir. bunda bir kere anlaşalım. katılım temelli faizsiz kazanç pazarlamasıyla toplanan fonlardır. ya da tüketiciye ürünlerinin bu bakımdan ciaz olduğunu anlatıpğ ürünlerini bu taktikle satmaya çalışan firmalarda biriken fondur. sorsan aydın doğan da umreye gidiyor yani. sakatlık şurada cemaatler (sırf f gülen'inki değil onun yolundan gidenler de az değil) veya diğer dini oluşumlar bağış veya birbirmizi fonlayalım mantığıyla bir döngü oluşturuyor. sonra kar topu gibi büyüyor ee dışarıdaki adam durur mu? lan adamlar koıptu gibidiyor deyip katılıyor kervana bunun en güzel örneği için bir dönem (bkz: tuskon a üye olmak).

evet sorun bu noktalarda başlıyor ve sol kesimin yıllarca dışlamasından dolayı bu "yeşil sermaye"yi savunan benim başörtülü bacım (şaka lan hepimiz) bir anda sorgulamaya başlıyor. lan noluyor?

sen katılım bankası demişsin ama tüm ücret masraf hatta "kar payı"n piyasa faiziyle eşit. nasıl iş bu akaminko?

bisküviyi sermaye rengine göre seçerek en büyük mallığı yaptık arkadaşlar. sırf ülker alanlar değil, aynı asabiyetle eti alanlar da öyle. yani sen fucker fukarasın cebine bakacaksın. aha ben de bunu bilirim. tamam domuz yağı var mı diye bak. gerisini salla. senin paran helal mi? he. o zaman tatava yapma al geç.

belki senin ürün aldığın seküler sermayedarın oğlu televolede takılıyor tamam da diğerinin sekreteriyle karısını aldatmadığı ne malum?


şşşşşşş bize ne olm? hea bize neeeğ!

sermaye yeşil olsa da
yani dini duygularla toplanmış olsa da,
bir çoğunda bu sermayeleri yöneten kişilerin din ile alakası yoktur.
hatta "milletin ....." şeklinde küfür bile ederler,
takvim gibi, sabah gibi, güneş gibi siyasal islam gazetesi çıkarırlar...
zengin müslümanı ötekileştirmek için değil, bal tutanın parmak yaladığını, bunun her dönemde böyle olduğunu, kişilerin alt kimlikleri ne renk olursa olsun, parayı bulunca aynı şeye dönüştüklerini anlatan kavramdır. rantlar dönerken, ihaleler yeşil yeşil birilerinin cebine sıkıştırılırken, kentsel dönüşüm alanlarını parsel parsel götürmek için, yeni ve yeşil küçük paravan inşaat firmaları kurulurken baya müslümanlaşıyor iş adamları değil mi? o yüzden iş adamlarının müslümanlığını hedef alıyoruz hep. gözümüzle görmesek tamam diyeceğiz, adamlar sırf müslüman diye taktık.
zengin müslümanı ötekileştirmek için üretilmiş bir kavramdır.. sol siyaset bunu açıkca bir aşağılama argümanı olarak kullanıgit yağ içinde hapur hupur kebap yiyen paralı adam portresini de çizerek açıkca bunu dile getirmiştir.. zenginin jakobeni makbuldür kafasıyla hareket etmenin sonucu hep bunlar..
yeşil gibi muhteşem bir rengi kendilerine paravan yapmış şirketler topluluğu.

iyi ve cidden inançlı olanları tenzih ediyorum, ama o sakalın altında yaptıkları inanılacak gibi değil. gözümle görüp, şahit olmasam hadi len atıyorsunuz derdim. ama malesef ki durum böyle. çok üzücü ama böyle.