düşünmeyi varsaymak, imgesel olasılıkları hesaplamak, varsayımların kendiliğinde mevcudiyet kazanmasına kısıtlı müdahale edebilmek, oluşun nedensellik ve nasıllık içermesi... kendi yansımanın bile ihtimallere bağlılığı... yalın kalamıyorken yalnız pek de olunmuyor.

bütün griler.
"Herkes kendi çarmıhını kendi taşır. Lakin Golgota tepesinde kanlı vuslata kavuşmak yalnız İsa’ya vergidir.”
yaşamın kendisi. bütün yazgılar aynı kedere bağlanır: "yaşam bu muydu?"
ölüm nihayettir; yaşam elinizde şekil verebileceğiniz mucize. bu nedenle ölümü mü yoksa kendi arzuladığımız yaşamı mı sorguladığımızı fark etmemiz gerekir.
ölüm nihayettir; yaşam elinizde şekil verebileceğiniz mucize. bu nedenle ölümü mü yoksa kendi arzuladığımız yaşamı mı sorguladığımızı fark etmemiz gerekir.
antidepresan etkisiyle uyku saatleri artışa, uykular düzensizliğe ve fakat derinliğe meyleder. bu tür bir derinlik iyidir, yüzeyle benzeşir.
uçurum, uçurum doğurur.
"Her şey yıkılıyor, bel vermiş ortadirek;
Kargaşalık salınmış yeryüzüne,
Yükseliyor kana bulanmış sular, ve her yerde
Sulara gömülüyor suçsuzluğun töreni;
İyiler her türlü inançtan yoksun,
Oysa yoğun bir tutkuyla esrik kötüler."
(bkz: william butler yeats)
Kargaşalık salınmış yeryüzüne,
Yükseliyor kana bulanmış sular, ve her yerde
Sulara gömülüyor suçsuzluğun töreni;
İyiler her türlü inançtan yoksun,
Oysa yoğun bir tutkuyla esrik kötüler."
(bkz: william butler yeats)
"Şimdi bizim için ne doğuda semerkand var ne batıda roma. iki denizin kavuştuğu aziz şehri de barbarlar yağmaladı... herhalde hiçkimse çıktığı rahme böylesine şiddetli bir tiksinti duymamıştır. Çingenelerin bile evi var."
Carl Gustav Jung'un erasmus'un 16. yüzyıla ait Adagia koleksiyonunda rastladığı bilinen ve Kusnacht, İsviçre'deki evinin kapısına kazıttığı latince bir cümledir.
"Vocatus atque non vocatus, Deus aderit"
eng - called or not called, (a) God will be there
de - gerufen oder nicht gerufen, (ein) Gott wird da sein
tr - çağırılsın veya çağırılmasın, Tanrı orada olacaktır.
"Vocatus atque non vocatus, Deus aderit"
eng - called or not called, (a) God will be there
de - gerufen oder nicht gerufen, (ein) Gott wird da sein
tr - çağırılsın veya çağırılmasın, Tanrı orada olacaktır.
ingiliz romanının önemli isimlerinden fowles'ın -bence- okunmaya değer bir eserinin adıdır.
eng. french lieutenant's woman
kitapta blaise pascal'dan yapılmış çok güzel bir alıntı bulunmaktadır. "voyant trop pour nier, et trop peu pous s'assurer." inkar edemeyecek kadar çok ikna olamayacak kadar az şey görmek şeklinde çevirilebiir. fena sayılmaz bir agnostisizm tanımıdır.
eng. french lieutenant's woman
kitapta blaise pascal'dan yapılmış çok güzel bir alıntı bulunmaktadır. "voyant trop pour nier, et trop peu pous s'assurer." inkar edemeyecek kadar çok ikna olamayacak kadar az şey görmek şeklinde çevirilebiir. fena sayılmaz bir agnostisizm tanımıdır.
karanlık modunu bulamadığım yeni bir format edinmiştir. umarım böyle bir seçenek hala vardır.