#1844209 burda hikayesi bahsedilmiş. nedense şarkı alıp yürüyemedi. sınırlı kişiyle kaldı. oysa sözler harika, tadında isyanı, hakkı geçenlerin, üzerimizde hak iddia edenlerin, tüm fazlalıkların biriktirdiklerinden azade, elin kapıya uzanması ve çıkış.
İnsan kendine yakalanır
İnsan kendinden yaralanır
Ah kendimden bir çıksam
Koşsam koşsam ve atlasam
Deniz alsa, balık sevse, evinde misafir etse
Sussam sussam balık sussa, öpse ve de koklasa
Sakin ol evladım diye...
hadi hadi gidelim.

Hemen her konuyu işlemez, kanalın ve iktidarın göze batacağı şeyleri bulamazsınız. Rabia naz adlı çocuğun hikayesi misal?
Savcıymış, cesurmuş ayakları bir yere kadar. Hoş yalnızca o değil ondan sonra mantar gibi çoğalan tanımlaması zor, hani sabah veya öğlen sonrası reality showlarda da kendine yer bulamadı bu çocukcağız.
izleyeni, vaktini çöpe atma hususunda başarılı bulurum. İstisnasi palu ailesi vakasıydı, onu you tubedan izledim yalan yok.
Niye sürekli olumsuz enerji yüklemesi yapıyor ki insanlar kendilerine? Ya merak etken, ya da bu kadarı da gerçek olamaz ki bu bir distopya...
Zihin oyalanmak isterse, Arka fonda tv açık kalacaksa, varsın yaprak dökümü nahifliğinde kalsın. Aksiyon, çirkeflik, yalan dolan, ahlaksızlık onda da var. O da zaman öldürüyor. Malesef.
Ne var ki, ali rıza gibi gerçeküstü karakterler > tv showlarındaki konuk manyak aile bireyleri.
Savcıymış, cesurmuş ayakları bir yere kadar. Hoş yalnızca o değil ondan sonra mantar gibi çoğalan tanımlaması zor, hani sabah veya öğlen sonrası reality showlarda da kendine yer bulamadı bu çocukcağız.
izleyeni, vaktini çöpe atma hususunda başarılı bulurum. İstisnasi palu ailesi vakasıydı, onu you tubedan izledim yalan yok.
Niye sürekli olumsuz enerji yüklemesi yapıyor ki insanlar kendilerine? Ya merak etken, ya da bu kadarı da gerçek olamaz ki bu bir distopya...
Zihin oyalanmak isterse, Arka fonda tv açık kalacaksa, varsın yaprak dökümü nahifliğinde kalsın. Aksiyon, çirkeflik, yalan dolan, ahlaksızlık onda da var. O da zaman öldürüyor. Malesef.
Ne var ki, ali rıza gibi gerçeküstü karakterler > tv showlarındaki konuk manyak aile bireyleri.
birhan keskin kitabı. Ekim 2020de 10. baskıyı yapmış. 2003-2005 arasında yazılan şiirlerden oluşuyor. İçinde bir taş şiiri vardır of of.
İlaveten, Ba eski mısırda can, kürtçede rüzgar anlamındaymış. Bir başka görüş türkçedeki son ek bağa, kaplumbağa, tosbağa gibi sözcüklerde olduğu üzere ev ile ilişkilendirmiş.
İlaveten, Ba eski mısırda can, kürtçede rüzgar anlamındaymış. Bir başka görüş türkçedeki son ek bağa, kaplumbağa, tosbağa gibi sözcüklerde olduğu üzere ev ile ilişkilendirmiş.
birhan keskin e göre, ondan dizelerle :
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun!
Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun.
sahibi demet mutlu 40 yaşında bir kadın. harvard ı yarıda bırakıp 2010da kurmuş trendyolu. ne kadar zamanda ne kadar büyüdüğünü düşününce helal olsun diyeceğiz de yüzde 600 büyümeye, yüzde 11 zam insafsızlık be azizim.
kadın girişimci diye yükseliyorum, sonra fos çıkıyor üzülüyorum.
kadın girişimci diye yükseliyorum, sonra fos çıkıyor üzülüyorum.
devletler; iktidar sahipleri, kötü insanları iyi insanlardan ayırt edemediğinde yıkılır.
nasıl fahişeler müşterilerine akıl ve idrak dışında tüm iyi şeyleri dilerse, dalkavuklar da aralarını iyi tutmak istedikleri kişilere aynısını yapar.
Antisthenes.
nasıl fahişeler müşterilerine akıl ve idrak dışında tüm iyi şeyleri dilerse, dalkavuklar da aralarını iyi tutmak istedikleri kişilere aynısını yapar.
Antisthenes.
ilk uyandırdığı izlenim güven vermeyişi, geçmişte belediyeden ciddi para alışı vb. vakıfsan ve güven vermiyorsan geçmiş olsun zaten geriye de kaybedecek pek bi şeyin kalmamış demektir.
önceki tanımları okuma huyum sağ olsun.
#6597371 bu olay yanlış yalan desin biri. Rezil bir kuruluş yav.
önceki tanımları okuma huyum sağ olsun.
#6597371 bu olay yanlış yalan desin biri. Rezil bir kuruluş yav.
hanım kızımızın dışarı çıkmadan, yemekten, genelde ilişkiden ne anladığının mahiyetine göre değişir. kimisi oraya da gidelim burayı da gezelim şunu da yiyelim derken bi başkası elden geldiğince tasarruflu ve tutumlu olma gayreti içinde veya harcamaya katkı sunan olabilir. ikincisini seçin, rahat edin. *
aklın egemenliğine girmeden, içinden geldiği gibi yazmak.*
bi benzeri terapiye faydası olacağı söylenen filtresiz yazmak.
sabah kalktığınızda daha el yüz yıkamadan, ayılmadan , masa başına geçerek aklımızdakini kağıda kusmak. böylece ne düşünmekte olduğumuzu, filtresiz görebiliyormuşuz.
işbu tanım can kantarcı nın sözleriyle şekillenmiştir.
bi benzeri terapiye faydası olacağı söylenen filtresiz yazmak.
sabah kalktığınızda daha el yüz yıkamadan, ayılmadan , masa başına geçerek aklımızdakini kağıda kusmak. böylece ne düşünmekte olduğumuzu, filtresiz görebiliyormuşuz.
işbu tanım can kantarcı nın sözleriyle şekillenmiştir.
(bkz: otomatik yazı)
muhatabınızın düşüncesiyle sınırlıdır. açık olmayan zihinlere x neden şöyle demek bile yassahtır. doğru muhatap + yeterli iq + az biraz anlayış = beraber sorgulama keyfi.
küçüksündür gökten yağan beyaz pamuklar ilgini çeker sevinç çığlığı atarsın anlarım, mevcut konumun itibariyle kar çok nadir yağıyordur kıymetlidir anlarım, hiç çıkıp oynayamamış ailen hasta olmandan endişe etmiştir şimdi doyasıya kara yatıyorsundur anlarım. sevene saygım sonsuz. sevmeyene de keza.
ancak ülkedeki abartma timi kar gibi aslında normal olan bir doğa olayını 38309502 foto ve hikaye ile bizim camdan baksak göreceğimiz karı hımm sanırım haberdar değiller diyerek gösterme çabasında. tamam kahve içiyon tamam çayın var. tamam eğleniyon. iyi de bu yazın sürekli tatil fotosu paylaşan paylaşmaktan dinlenemeyen insanın kış versiyonu değil mi?
sana keyifli, ötekine zor, ısınması ayrı dert, çatısı akanı, yolda kar kürüyeni, mahsur kalması, kazası, yeni gelen zamları... tüm bunlara rağmen belli ki seviyorsunuz tamam da ölçüsüzlük akıyor, görmemişlik akıyor. yeter da.
karda yürüyüp izini belli etmeden eksilemek serbest. *
ancak ülkedeki abartma timi kar gibi aslında normal olan bir doğa olayını 38309502 foto ve hikaye ile bizim camdan baksak göreceğimiz karı hımm sanırım haberdar değiller diyerek gösterme çabasında. tamam kahve içiyon tamam çayın var. tamam eğleniyon. iyi de bu yazın sürekli tatil fotosu paylaşan paylaşmaktan dinlenemeyen insanın kış versiyonu değil mi?
sana keyifli, ötekine zor, ısınması ayrı dert, çatısı akanı, yolda kar kürüyeni, mahsur kalması, kazası, yeni gelen zamları... tüm bunlara rağmen belli ki seviyorsunuz tamam da ölçüsüzlük akıyor, görmemişlik akıyor. yeter da.
karda yürüyüp izini belli etmeden eksilemek serbest. *
x ve y kuşağının yetiştirdiği bu yüzden önce iğneyi kendimize batırmamız gereken gençlik.
ikinci bir özeleştiri bu çocuklar türkiye şartlarını düşünürsek hele ki akp dışında yönetim görmemiş olanlar, dünyanın sonuna doğmuş ve talihsiz. bir oyun konsolu, bir laptop her şey ateş pahası.
bundan birkaç yıl önce 12-13 yaşındaki çocuklarla birlikte bi ders yaptık. tartışılan soru şuydu bedensel bir rahatsızlık/ hastalık sahibi olup çok paraya sahip olmak mı ya da sağlıklı olup normal bi gelire sahip olmak mı? hiç unutmadım akıllı ve orta halli de bir çocuğa benzeyen bi çocuk hastalığa razı olduğunu söylemişti.
bu çocuklara aileleri aman yavrum okusun diyerek elini sıcaktan soğuğa sokturmadığı için, aileler elllerinde ne varsa altın tepside sunduğu için çocuklarda değer, kıymet ölçeği çok acayip bi yerde.
ailesi istediği ayakkabıyı almadığı için evden kaçan çocuk haberi benim için sıradışı. tamam kabul biz sınıfta max birkaç tane cat bot , 2-3 monami 24lü pastel setli çocuk görüp üzülsek de bunu ailemiz karşılamıyor diye isyan bayrağını ele almazdık. hele ki bizimkiler etrafımızda dört dönüyorsalar.
tabi ki gördüklerine heves edecek isteyecekler tabi ki kıyas olacak sosyal medyanın etkisi tartışılmaz. lakin biz onların kıymet ölçeğini anlamaya çalışırken onlar da okullarda değerler eğitimi gibi bi eğitim neden veriliyor, emek nedir, maddi imkanlar el vermediği sürece halden anlamak nedir biraz bunu öğrenseler.
çoğu kolay para kazanma derdinde. bi hedefleri hayalleri çabaları olan, beyin göçüne sebep veya gitmek isteyip gidemeyen neslin kaçta kaçıdır bilemiyorum. bana sayıca az gibi geliyor.
naif, kırılgan, çabucak sıkılan, sıkılmayı ciddi problem sanan, armut piş, getirle getir kapı dibime düş çocuklarının geleceği hem bizim ülke şartları, hem yetiştirme tarzımız hem de onların hazırcı halleri ile sönük malesef.
yukarda bahsettiğim akıllı uslu yaratıcı çalışkan sayıca az kitlenin allah yardımcısı olsun. onlar zaten i phone bilmem kaça heves etmedikleri için en çok da akranlarınca dışlanıyorlar.
ikinci bir özeleştiri bu çocuklar türkiye şartlarını düşünürsek hele ki akp dışında yönetim görmemiş olanlar, dünyanın sonuna doğmuş ve talihsiz. bir oyun konsolu, bir laptop her şey ateş pahası.
bundan birkaç yıl önce 12-13 yaşındaki çocuklarla birlikte bi ders yaptık. tartışılan soru şuydu bedensel bir rahatsızlık/ hastalık sahibi olup çok paraya sahip olmak mı ya da sağlıklı olup normal bi gelire sahip olmak mı? hiç unutmadım akıllı ve orta halli de bir çocuğa benzeyen bi çocuk hastalığa razı olduğunu söylemişti.
bu çocuklara aileleri aman yavrum okusun diyerek elini sıcaktan soğuğa sokturmadığı için, aileler elllerinde ne varsa altın tepside sunduğu için çocuklarda değer, kıymet ölçeği çok acayip bi yerde.
ailesi istediği ayakkabıyı almadığı için evden kaçan çocuk haberi benim için sıradışı. tamam kabul biz sınıfta max birkaç tane cat bot , 2-3 monami 24lü pastel setli çocuk görüp üzülsek de bunu ailemiz karşılamıyor diye isyan bayrağını ele almazdık. hele ki bizimkiler etrafımızda dört dönüyorsalar.
tabi ki gördüklerine heves edecek isteyecekler tabi ki kıyas olacak sosyal medyanın etkisi tartışılmaz. lakin biz onların kıymet ölçeğini anlamaya çalışırken onlar da okullarda değerler eğitimi gibi bi eğitim neden veriliyor, emek nedir, maddi imkanlar el vermediği sürece halden anlamak nedir biraz bunu öğrenseler.
çoğu kolay para kazanma derdinde. bi hedefleri hayalleri çabaları olan, beyin göçüne sebep veya gitmek isteyip gidemeyen neslin kaçta kaçıdır bilemiyorum. bana sayıca az gibi geliyor.
naif, kırılgan, çabucak sıkılan, sıkılmayı ciddi problem sanan, armut piş, getirle getir kapı dibime düş çocuklarının geleceği hem bizim ülke şartları, hem yetiştirme tarzımız hem de onların hazırcı halleri ile sönük malesef.
yukarda bahsettiğim akıllı uslu yaratıcı çalışkan sayıca az kitlenin allah yardımcısı olsun. onlar zaten i phone bilmem kaça heves etmedikleri için en çok da akranlarınca dışlanıyorlar.