Şiir: siyah gözlerine beni de götür - nurullah genç
Müzik: pervane - yansımalar
buradan

Açtığım bir başlığın altına tanım girdiğini görünce sözlüğe geri geldiğini farkettiğim, yılmaz erdoğan ile öğrence başlığında verdiği bilgi ile beni de musmutlu eden ve kesinlikle hoş geldiniz denmesi gereken karizmatik nick sahibi eskilerden bir yazar arkadaş.
O zaman hoş gelmiş.
O zaman hoş gelmiş.
Yapılan tartışmalarda gözlemlenebilecek durum.
Aranızda, bir tartışma sonunda bir tarafın diğerini haklı bulduğunu, tam olarak ikna olduğunu, kendi fikirlerinin yanlış olduğunu, artık yanlıştan döndüğünü söyleyeni duyanınız oldu mu?
Ha bu arada.
(bkz: bence sen de haklısın)
Aranızda, bir tartışma sonunda bir tarafın diğerini haklı bulduğunu, tam olarak ikna olduğunu, kendi fikirlerinin yanlış olduğunu, artık yanlıştan döndüğünü söyleyeni duyanınız oldu mu?
Ha bu arada.
(bkz: bence sen de haklısın)
Osman sınav'ın diziden ayrılma sebebi.
Bunu diyen şunu da dedi;
- ekonomi temenni işidir.
- ekonomi temenni işidir.
modların "2022 yılı gömülecek yazarlar" listesine aldıkları yazarların karşılaştıkları bir hata olabilir.
Delil isteyenlere cevabım ise şudur;
Siz böyle olmadığını ispat edin o zaman!
Evet, iyi cevap verdim.
Delil isteyenlere cevabım ise şudur;
Siz böyle olmadığını ispat edin o zaman!
Evet, iyi cevap verdim.
Giritlilerin doğadaki yenebilecek ot türlerini belirleme kriterleri imiş.
Keçiye dokunmuyorsa kendilerine de bir zararı olmayacağını düşünüyorlarmış.
Valla bana mantıklı geldi.
Keçiye dokunmuyorsa kendilerine de bir zararı olmayacağını düşünüyorlarmış.
Valla bana mantıklı geldi.
Tabi şimdi siz bu tehdidi görünce bu sözü söyleyenin,
Ya iktidar yanlısı bir gazetenin köşe yazarı,
Ya ak partinin gençlik kollarına kayıtlı heyecanlı bir cengaver,
Ya da sokakta mikrofon uzatılan fanatik bir ak partili sandınız.
Hayır efendim bilemediniz.
01.12.2021 tarihli tayyip erdoğan açıklaması.
Grup toplantısında dile getirmiş.
Ben de yeni denk geldim açıkçası.
Erdoğan'ın bu konularda çok sonuç odaklı olduğunu daha önce dile getirmiştim.
Biraz bunun üzerine çalışmalı bence.
(bkz: tehdit dili ve edebiyatı)
Belki yanlış anlamışsındır diyenleriniz olabilir doğal olarak.
Ülke tv'de de haber yapılmış.
Ya iktidar yanlısı bir gazetenin köşe yazarı,
Ya ak partinin gençlik kollarına kayıtlı heyecanlı bir cengaver,
Ya da sokakta mikrofon uzatılan fanatik bir ak partili sandınız.
Hayır efendim bilemediniz.
01.12.2021 tarihli tayyip erdoğan açıklaması.
Grup toplantısında dile getirmiş.
Ben de yeni denk geldim açıkçası.
Erdoğan'ın bu konularda çok sonuç odaklı olduğunu daha önce dile getirmiştim.
Biraz bunun üzerine çalışmalı bence.
(bkz: tehdit dili ve edebiyatı)
Belki yanlış anlamışsındır diyenleriniz olabilir doğal olarak.
Ülke tv'de de haber yapılmış.

Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından verilmiş ödüllerdir.
Ödül alanlar Uğur Dündar, Prof. Dr. Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Ahmet Saltık ve Müjdat Gezen.
Bu arada ödül verenler arasında eski cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer de var. Hani görevi boyunca laiklik temalı vurguları ile bilinen.
git
Şöyle bir baktım eski zamanlarda bu isimle ödül verilmiş mi diye. Bulamadım. Daha önce sanırım "Aydınlanma Ödülü" diye veriliyormuş. ödül isminin neden değiştirildiğini merak ettim açıkçası.
Atatürk şimdi tebdili kıyafet çıksa gelse, fikirlerini ifade etse, yılın atatürkçüsü sıralamasında ilk 10'a dahi giremez zannediyorum.
Ödül alanlar Uğur Dündar, Prof. Dr. Ataol Behramoğlu, Prof. Dr. Ahmet Saltık ve Müjdat Gezen.
Bu arada ödül verenler arasında eski cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer de var. Hani görevi boyunca laiklik temalı vurguları ile bilinen.
git
Şöyle bir baktım eski zamanlarda bu isimle ödül verilmiş mi diye. Bulamadım. Daha önce sanırım "Aydınlanma Ödülü" diye veriliyormuş. ödül isminin neden değiştirildiğini merak ettim açıkçası.
Atatürk şimdi tebdili kıyafet çıksa gelse, fikirlerini ifade etse, yılın atatürkçüsü sıralamasında ilk 10'a dahi giremez zannediyorum.
Kademeli elektrik tarifesine geçmiştik geçen ay.
aylık 150 kwh kullanım kotası getirilmişti. 150 kwh'ye kadar olan kısım yüzde 50, 150 kwh üzeri yüzde 125 zamlı olacaktı.
1 aylık deneme süreci sonunda kotayı 210 kwh'ye çıkarma kararı alınmış.
aylık 150 kwh kullanım kotası getirilmişti. 150 kwh'ye kadar olan kısım yüzde 50, 150 kwh üzeri yüzde 125 zamlı olacaktı.
1 aylık deneme süreci sonunda kotayı 210 kwh'ye çıkarma kararı alınmış.
Bu zamana kadar farklı kesimlerden farklı tehdit biçimleri duyduk.
Kimi tehditler çok kaba saba oluyor. Yani insan tehdit edildiğine mi üzülsün yoksa böyle kaba bir söyleme maruz kaldığına mı içerlesin bilemez.
Volkan demirel'in yaptığı kaba tehdide bir örnektir,
- seni yazdım oğlum, seni evden aldırmazsam ben de Volkan Demirel değilim.
Sonrasında o gazeteciyi evinden aldırdı mı yoksa volkan demirel olmaktan vaz mı geçti belli değil.
Orijinal tehditler de var. Yeri geliyor bir ölüm tehdidi oldukça "yaratıcı" olabiliyor!
Yurt dışından bu örnek. İtalyan mafyasının bir savcıyı, o savcının ölüm haberinin yer aldığı ve bir hafta sonra cenaze töreninin olacağı duyurusunu içeren taziye ilanını duvarlara asmak suretiyle tehdit etmesi gibi. Savcı "bunlar görevimizin bir parçası" diyerek korkmadığını göstermiş karşılığında.
Bizde de bir mafya liderinin diğer mafya liderine "seni mermi manyağı yapacağım" tehdidi çok konuşulmuştu. Bazı çılgın aşıkların buradan yola çıkarak birbirlerine "seni sevgi manyağı yapacağım" sözleri ile bunun da suyu çıkmıştı o dönem.
Kamuoyunda reis, son kabadayı gibi lakaplarla anılan sedat peker, alaattin çakıcı gibi isimlerin gerek birbirlerini gerek, o an için hangi cephedelerse, karşı siyasi parti liderini tehdit ettiklerini medyadan okuduk, dinledik.
Çakıcı, bir zamanlar erdoğan'ı daha sonra da kılıçdaroğlu'nu mektup yolu ile tehdit ederek iki büyük kulüpte forma giymiş futbolcuyu çağrıştırıyor. Benim merak ettiğim o iki mektubu da aynı kalemle yazıp yazmadığı.
Yine bize ait olan, çok ünlü ve herkes tarafından neredeyse ezbere bilinen tehditlerden biri de şudur. Bakın bu edebiyat da içerir.
- .... biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme. ... eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun. vururum ve dönüp arkama bakmam bile.
Böyle edebi tehditlerin sayısı azaldı tabi!
Belli bir süredir siyaset alanında da tehdit dili ve edebyatına şahitlik ediyoruz.
İçlerinden en ilgi çekici bulduğum tarz sayın bahçeli'ye aittir.
bazı tehditler var ki anlamak için kafa yormak gerekiyor. Cümle içinde bir ileri iki geri yapmadan tam vakıf olamıyorsunuz duruma. O yüzden tam odaklanarak dinlemek ya da okumak şart.
Bahçeli'nin mansur yavaş için söylediği,
-"Bundan sonra dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var."
Sözü hemen anlaşılacak türden değil. Mecazi bir edebi sanat içerir! Yani düz anlamıyla, birinin sürekli mansur yavaş'ın arkasında gezerek ara ara ensesine hohlayacağını düşünmek abesle iştigaldir.
Kılıçdaroğlu'nun iktidar cephesine yönlendirdiği tehditlerin en bilineni ise,
İktidarı desteklediğini düşündüğü Memura, emekliye, öğretmene yönelttiği tehditlerdir. Onun da gücü onlara yetiyor sonuçta.
erdoğan da zaman zaman rakiplerine göz dağı vermek anlamında başvuruyor bu yönteme ama edebi yönü biraz zayıf kalıyor onunkinin.
En son sezen aksu olayı için,
- "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir."
Demesi gibi. Çok sonuç odaklı!
sonradan muhatabın sezen aksu değil genel olduğunu açıklaması bizlere gösteriyor ki bu dili anlamak öyle kolay değil.
Yani demem o ki, yukarıda saydığım örneklere bakınca anlaşılıyor ki böyle bir öğrenim dalına ve bu işin okuluna ihtiyaç var.
Kimi tehditler çok kaba saba oluyor. Yani insan tehdit edildiğine mi üzülsün yoksa böyle kaba bir söyleme maruz kaldığına mı içerlesin bilemez.
Volkan demirel'in yaptığı kaba tehdide bir örnektir,
- seni yazdım oğlum, seni evden aldırmazsam ben de Volkan Demirel değilim.
Sonrasında o gazeteciyi evinden aldırdı mı yoksa volkan demirel olmaktan vaz mı geçti belli değil.
Orijinal tehditler de var. Yeri geliyor bir ölüm tehdidi oldukça "yaratıcı" olabiliyor!
Yurt dışından bu örnek. İtalyan mafyasının bir savcıyı, o savcının ölüm haberinin yer aldığı ve bir hafta sonra cenaze töreninin olacağı duyurusunu içeren taziye ilanını duvarlara asmak suretiyle tehdit etmesi gibi. Savcı "bunlar görevimizin bir parçası" diyerek korkmadığını göstermiş karşılığında.
Bizde de bir mafya liderinin diğer mafya liderine "seni mermi manyağı yapacağım" tehdidi çok konuşulmuştu. Bazı çılgın aşıkların buradan yola çıkarak birbirlerine "seni sevgi manyağı yapacağım" sözleri ile bunun da suyu çıkmıştı o dönem.
Kamuoyunda reis, son kabadayı gibi lakaplarla anılan sedat peker, alaattin çakıcı gibi isimlerin gerek birbirlerini gerek, o an için hangi cephedelerse, karşı siyasi parti liderini tehdit ettiklerini medyadan okuduk, dinledik.
Çakıcı, bir zamanlar erdoğan'ı daha sonra da kılıçdaroğlu'nu mektup yolu ile tehdit ederek iki büyük kulüpte forma giymiş futbolcuyu çağrıştırıyor. Benim merak ettiğim o iki mektubu da aynı kalemle yazıp yazmadığı.
Yine bize ait olan, çok ünlü ve herkes tarafından neredeyse ezbere bilinen tehditlerden biri de şudur. Bakın bu edebiyat da içerir.
- .... biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme. ... eğer onların kılına zarar gelirse ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben, yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni. anlıyor musun. vururum ve dönüp arkama bakmam bile.
Böyle edebi tehditlerin sayısı azaldı tabi!
Belli bir süredir siyaset alanında da tehdit dili ve edebyatına şahitlik ediyoruz.
İçlerinden en ilgi çekici bulduğum tarz sayın bahçeli'ye aittir.
bazı tehditler var ki anlamak için kafa yormak gerekiyor. Cümle içinde bir ileri iki geri yapmadan tam vakıf olamıyorsunuz duruma. O yüzden tam odaklanarak dinlemek ya da okumak şart.
Bahçeli'nin mansur yavaş için söylediği,
-"Bundan sonra dikkat etsin. Arkasında bir ülkücü nefes var."
Sözü hemen anlaşılacak türden değil. Mecazi bir edebi sanat içerir! Yani düz anlamıyla, birinin sürekli mansur yavaş'ın arkasında gezerek ara ara ensesine hohlayacağını düşünmek abesle iştigaldir.
Kılıçdaroğlu'nun iktidar cephesine yönlendirdiği tehditlerin en bilineni ise,
İktidarı desteklediğini düşündüğü Memura, emekliye, öğretmene yönelttiği tehditlerdir. Onun da gücü onlara yetiyor sonuçta.
erdoğan da zaman zaman rakiplerine göz dağı vermek anlamında başvuruyor bu yönteme ama edebi yönü biraz zayıf kalıyor onunkinin.
En son sezen aksu olayı için,
- "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir."
Demesi gibi. Çok sonuç odaklı!
sonradan muhatabın sezen aksu değil genel olduğunu açıklaması bizlere gösteriyor ki bu dili anlamak öyle kolay değil.
Yani demem o ki, yukarıda saydığım örneklere bakınca anlaşılıyor ki böyle bir öğrenim dalına ve bu işin okuluna ihtiyaç var.