Seri eksileyen bir yazarın davranış bozukluğuna maruz kalmaktır. Evet, bence seri eksilemek bir davranış bozukluğudur. Girmiş olduğunuz bir tanımın çokça eksilenmesinden bahsetmiyorum ama her tanımınız düzenli olarak eksileniyorsa bu durum bana pek normal gelmiyor. Sevmediğim bir yazar dahi olsa asla yapmayacağım bir eylemdir. En fazlası o yazarın tanımlarını hiç okumam daha iyi.
(bkz: senin derdin ne yeğenim)*

Sabahın köründe bol küfürlü bir mahalle kavgası ya da pazarcıların bağrışları arasında uyanmaktansa zevkle kabul edebileceğim bir uyanma şekli. Nedense kuş sesleri bana huzur veriyor.
Paraları ütüleyip yastık altına atmayan kişilerce yapılan harcamaları betimleyen söz. Malum kefenin cebi yok, dünyaya bir daha da gelmeyeceğimize göre, ezelim o zaman değil mi ama... *
Öncelikli olarak günlük duş sayımın ikiye çıkması diyebilirim. Sonrasında evde terliksiz hatta çorapsız dolaşmak, atlet kullanımına son vermek, oğlumun havuzunu kurmak, sadece soğuk su içmek, her gün dondurma tüketmek gibi yazın geldiğini alenen belli eden davranış değişiklikleri yaşadığım doğrudur.
Konser için sanatçıların faiş fiyatlar istemesi üzerine yönetimin sözlükteki mevcut sesi güzel yazarları sahneye çıkarmasının beklendiği parti. Ayrıca sadaret kethüdası mahlaslı yazarımız tarafından ödüllü 3'lük atma yarışması düzenlenecekmiş. Ben öyle duydum. *
(bkz: bu bana biraz abartılı geldi)
Ben kimsenin 12 saat boyunca başka bir işle meşgul olmadan sözlükte takılabileceğine inanmıyorum. Olmaz ama hadi oldu diyelim, 12 saatlik bir boşluğum oluştu, bunun hepsini sözlükte takılarak neden heder edeyim. Hem 12 saat boyunca insan burada ne yapar? Tanım yazsan yazılmaz, okumaya çalışsan gözlerin önüne akar, ona buna sataşayım mesaj kutularını şenlendireyim desen nereye kadar. Ayrıca yemek hizmeti var mı? Ben 12 saatte 3 öğün yerim, onu napıcaz. Yok yok bu bana göre değil, almayayım. *
Ben kimsenin 12 saat boyunca başka bir işle meşgul olmadan sözlükte takılabileceğine inanmıyorum. Olmaz ama hadi oldu diyelim, 12 saatlik bir boşluğum oluştu, bunun hepsini sözlükte takılarak neden heder edeyim. Hem 12 saat boyunca insan burada ne yapar? Tanım yazsan yazılmaz, okumaya çalışsan gözlerin önüne akar, ona buna sataşayım mesaj kutularını şenlendireyim desen nereye kadar. Ayrıca yemek hizmeti var mı? Ben 12 saatte 3 öğün yerim, onu napıcaz. Yok yok bu bana göre değil, almayayım. *
Günümüzdeki mevcut çip krizinde bir çip takmak kadar etkili olmasa bile aile yapısına oldukça katkı sağlayacağını düşündüğüm bir eylem. Ancak yarın öbürgün taraflar ben sana çip taktım, sen bana akü taktın diye kavgaya tutuşurlarsa şaşırmam. *
Olmayan ancak algı ile oluşturulmaya, normalleştirilmeye çalışılan suriye toprağı. Zamanında kuzey ırak içinde aynı şeyi söyledim. Irak'ın kuzeyi orası, başka bir ülke değil dedim. Ama ısrarla kuzey ırak algısı oluşturdular. Sonra o bölgede özerk bir yapılanma peydah oldu ve biz ülke olarak bu yapılanmayı meşru kıldık. Barzani'yi bir devlet başkanı gibi devlet töreni ile karşıladık. İstanbul ve Ankara'da sözde kürdistan bayrağını göndere çektik. Şimdi aynı şey suriye için yapılmaya çalışılıyor. Yarın öbür gün orada da özerk bir yapılanma olacak ve biz devlet olarak bunu meşrulaştırıp tanıyacağız. Devleti Bop'un eş başkanı yönetirse olacağı bu tabii. Neyse...
Arkadaşlar size her zaman hayat bir matematik diyorum ama anlamıyorsunuz. Evde yapılan tostun asla büfeci tostunun yerini tutmamasının sebebi sizin büfeci denklemini yakalayamamanızdan kaynaklanıyor. Bir kere o kaşarları büfeci gibi karşı tarafı görebilecek kadar ince kesebileniniz var mı, yok. Sonra evdeki tost makinesi her daim temizdir ama büfeci tostuna o esansı veren tost makinesinin kiridir. Bakın bu denklemdeki oranları birebir uygulamadan o tadı yakalamanız imkansızdır. Matematik, seviyorum seni... *
Son zamanlarda meslek olarak görülmeye başlanan ve oldukça revaşta olan yaşam koçluğu demek istiyorum. Tuhaf olduğu kadar bana hala bir meslekmiş gibi görünmüyor. Neymiş, birisi benim hayatımı nasıl yaşamam gerektiğini bana söylüyormuş. Hadi oradan, sen nereden bileceksin yahu...
Çok fazla duygu değişimi yaşayan bünyelerin hayatının bir parçası haline gelen durum. Sonuçta hayat durağan değil, bir anımız bir anımızı tutmayınca, yaşanan hadiseler sürekli değişim gösterince haliyle gönülde tepki veriyor. Her gün bahar olmaz...
Halk dilinde geri vites yapmak olarak bilinen hadisedir. Bazı hızını alamayan bünyelerin 5'ten sonra rokete geçiyorum sanarak r yapması olarak tabir edilir. Ee hızlı koşan atın... *
Benim için en azından tanım girmek ve okuyarak oylamaktır. Online listesinde yer alıyorum diye kendimi aktif göremem. Giriş yaptıysak katkı da yapmamız lazım diye düşünüyorum. Bu yüzden yazalım, okuyalım, oylayalım ki sözlüğe can verelim.
Aklıma gençlik yıllarımda kullandığım 5210 modeli geliyor. Ne çekti benden. Su geçirmediğini ispat için havuzun dibine atıp almaca mı oynamadık, sevgiliye atılan mesaj iletilmedi diye duvarlara mı atmadık. Gık demedi ya la. Vallahi sağlam telefondu. Şimdikiler öyle mi? Oğlan elinden düşürse ekran kırılıyor. Ah ah kıymetini bilememişiz. *
Son dönemlerde fazlasıyla dikkatimi çektiği için keşke sözlükte çok aktif olduğum dönemlerde buralarda olsaydı dedirten yazar. Yazıyor, okuyor, oyluyor ve girdiği tanımlar ile kendisini okutturuyor. Artı ve fav veren elleriniz dert görmesin üstadım. Var olun, daim olun inşallah.
Okunuyorsunuz... *
Okunuyorsunuz... *