geçmişin odalarında bir pencereydi o. açar ferahlardık, açar güneşlenirdik, açar yenilenirdik. bereketli sofralarda, uzayan sohbetlerde yeniden kavuşabilmek dileğiyle.
çok muhabbetle, çok sevgiyle.

buraya hep gidenleri yazdık bu sabah, bir tane de ara sıra uğrayanlardan yazalım.
nezaketin temsilidir yağmurun gölgesi benim için sözlükte. şiddetin ve pervasızlığın yükselişte olduğu bir çağda, büyüklerini utandırarak, küçüklerine ilham olarak her koşulda nazik olmanın mümkün olmasıdır.
çok özlemle, çok sevgiyle.
nezaketin temsilidir yağmurun gölgesi benim için sözlükte. şiddetin ve pervasızlığın yükselişte olduğu bir çağda, büyüklerini utandırarak, küçüklerine ilham olarak her koşulda nazik olmanın mümkün olmasıdır.
çok özlemle, çok sevgiyle.
kendisini bir kesmeste görmüştüm. ilk görüşte aşk. çok emeği var hem üstümde hem sözlükte. şimdi yaşamında bambaşka bir yolculukta. iyilikler, selamet onun olsun. nasılsa kavuşacağız, çok büyük özlem ve sevgi ile.
şimdi buraya ne yazsam.
bir şarkı bulup şehrin öte yakasından üsküdar'a uzatsam...
söylediklerim ve söylemediklerimle bilir o beni.
çok çok sevgi ile.
bir şarkı bulup şehrin öte yakasından üsküdar'a uzatsam...
söylediklerim ve söylemediklerimle bilir o beni.
çok çok sevgi ile.
bu sözlükteki en güzel nick.
içinde bulunduğum halin de özetliyicisi. vicdan sahibi, akıl sahibi, merhamet sahibi bir yazar. bu şehrin bir yerlerinde bulacağım yazar. selam, sevgi ve özlem ile.
içinde bulunduğum halin de özetliyicisi. vicdan sahibi, akıl sahibi, merhamet sahibi bir yazar. bu şehrin bir yerlerinde bulacağım yazar. selam, sevgi ve özlem ile.
bu sözlükten ama sözlüğün çok berisinde.
yarı saydam bir duvar inşa ettiği için çok mutluyum. o duvarın arkasında, mahrem alanının farkında. hem çok eğlendiğimiz hem çok dertleştiğimiz günlerin anısına... selam, saygı sana exception üstad.
yarı saydam bir duvar inşa ettiği için çok mutluyum. o duvarın arkasında, mahrem alanının farkında. hem çok eğlendiğimiz hem çok dertleştiğimiz günlerin anısına... selam, saygı sana exception üstad.
kıymetli sözlük yazarı.
tüm bu olup bitene bulaşmadan yazan, hakkıyla sözlük yazarı.
akıl ağrısı çektiğimiz zamanların hatrı çok. selamlar, saygılar.
tüm bu olup bitene bulaşmadan yazan, hakkıyla sözlük yazarı.
akıl ağrısı çektiğimiz zamanların hatrı çok. selamlar, saygılar.
o bir sözlük dehası.
bu sözlükte de önceki sözlüklerde de. buraya bir şekilde onun vesilesi ile geldik, tandık yüz, bildik bir sesti bizim için. güldük eğlendik, kermesler düzenledik, sahurlara kadar sürdürdük, çok emek verdi, çok zamanlar ayırdı... ama sonunda o da ayrıldı. çünkü bazı şeyler eskisi gibi olmaz. olmayacak. yeniye yer açması gerektiğini anladığı için gitmiş olmalı, kendisinin alacağı yeni bir şey kaldığı için... bende hatrı büyüktür. çoğu kez ricası üzerine hiç müsamaha göstermeyeceğim insanların, hiç müsamaha gösterilmemesi gereken davranışlarını görmezden geldim. "aman tadımız kaçmasın ali rıza bey dedim" bir işe yaramadı sonunda. bence yaramayacağını gördüğü için artık o da bu barış çağrılarını bırakıp kendi yoluna döndü. ama çok fazla kahkahada, çok sohbette hakkı vardır. sözlüğü dağılmadan tutanlardan, en önemlisiydi. o ve mizahı gitti. bilinçli bir seçimdi.
selam, saygı ve hürmetle uvey.
bu sözlükte de önceki sözlüklerde de. buraya bir şekilde onun vesilesi ile geldik, tandık yüz, bildik bir sesti bizim için. güldük eğlendik, kermesler düzenledik, sahurlara kadar sürdürdük, çok emek verdi, çok zamanlar ayırdı... ama sonunda o da ayrıldı. çünkü bazı şeyler eskisi gibi olmaz. olmayacak. yeniye yer açması gerektiğini anladığı için gitmiş olmalı, kendisinin alacağı yeni bir şey kaldığı için... bende hatrı büyüktür. çoğu kez ricası üzerine hiç müsamaha göstermeyeceğim insanların, hiç müsamaha gösterilmemesi gereken davranışlarını görmezden geldim. "aman tadımız kaçmasın ali rıza bey dedim" bir işe yaramadı sonunda. bence yaramayacağını gördüğü için artık o da bu barış çağrılarını bırakıp kendi yoluna döndü. ama çok fazla kahkahada, çok sohbette hakkı vardır. sözlüğü dağılmadan tutanlardan, en önemlisiydi. o ve mizahı gitti. bilinçli bir seçimdi.
selam, saygı ve hürmetle uvey.
inanmazsınız eskiden bu sözlükte gülüyorduk biz, baya üst düzey kaliteli müzah ile. amorok sahneye çıkıyordu, sadaret bir yerlerden görünüyordu, uvey yerini alıyordu... o zamanki gibi gülmenin, o türlü mizah üretmenin artık imkansız hale geldiğini, getirildiğini pek önceden gördü amorok. zeka.
büyük saygı ile.
büyük saygı ile.
bir müspet nazarın, incecik sesle gelen selamın, kendini gösterme telaşına düşülmeyen günlerin, edilen duaların reklamının yapılmadığı zamanların yazarıydı. henüz saadet zincirleri boynumuzu sıkmaz iken, zamanların bol olduğu, bir anlama geldiği, sözcüklerin de kıymet teşkil ettiği o günlerde buradaydı. buranın iyiliğinin ta kendisiydi.
sevgi, selam ve çok hasret ile.
sevgi, selam ve çok hasret ile.
çoğunuz bilmez, hatırlamazsınız.
benim hatıramdır kendisi, uzun sohbetlerin arkasından daha uzun sessizliklerde "kaderimi seviyorum çünkü en güzel ihtimal o" diye tekrarlanan bir iç ses varsa, benimdir, onundur, ikimizindir.
sevgi, selam ve hürmet ile acz.
benim hatıramdır kendisi, uzun sohbetlerin arkasından daha uzun sessizliklerde "kaderimi seviyorum çünkü en güzel ihtimal o" diye tekrarlanan bir iç ses varsa, benimdir, onundur, ikimizindir.
sevgi, selam ve hürmet ile acz.
kendisini iyi anladığım ama geç anladığım, ilham alıp onun yaptığını zamanında yapamadığım.
şimdi yazanların çoğu eski yazarım diye düşünür ama onların da bilmediği zamanlarda sadaret'li, acz'li, amorok'lu, efsus'lu, uvey'li, o zamanki endoplasmik'li bir dönemi vardı sözlüğün. ben hep o zamanı arayarak, o atmosferi umarak kaldım. ne sözlük o zamanki sözlük, ne biz o zamanki sanal kişilikleriz. bunu anlayan, ara ara sözlüğe dönse de hep bu idrak ile yazan bilge biri sadaret. anlamıştı, her aklıselim insan gibi anladığı üzere hareket etti. seçim gelmeden bastı gitti. zaten görünen köy de ortadaydı. ara sıra kendisine ulaşıp sözlüğe dönsen mi acaba? diye bile sordum utanmadan. ne gereksiz hareketler...
ben buraya onu anladığımı yazmaya geldim. doğrusunu yaptı. her gün kanıtlanıyor bu durum.
ben buraya sadaret'i anladığımı ama sözlüğün yukarıda bahsettiğim o geri gelmeyecek günlerine duyduğum özlemi kontrol edemediğim için aptallık ederek burada kaldığımı yazmaya geldim.
bazı günler asla gelmez değil mi let my attitude dry?
gelmeyecek günü bekleyerek aptallık ettiğim vakitlerin pişmanlığını buraya bıraktıktan sonra...
saygılar, selamlar sana sadaret.
şimdi yazanların çoğu eski yazarım diye düşünür ama onların da bilmediği zamanlarda sadaret'li, acz'li, amorok'lu, efsus'lu, uvey'li, o zamanki endoplasmik'li bir dönemi vardı sözlüğün. ben hep o zamanı arayarak, o atmosferi umarak kaldım. ne sözlük o zamanki sözlük, ne biz o zamanki sanal kişilikleriz. bunu anlayan, ara ara sözlüğe dönse de hep bu idrak ile yazan bilge biri sadaret. anlamıştı, her aklıselim insan gibi anladığı üzere hareket etti. seçim gelmeden bastı gitti. zaten görünen köy de ortadaydı. ara sıra kendisine ulaşıp sözlüğe dönsen mi acaba? diye bile sordum utanmadan. ne gereksiz hareketler...
ben buraya onu anladığımı yazmaya geldim. doğrusunu yaptı. her gün kanıtlanıyor bu durum.
ben buraya sadaret'i anladığımı ama sözlüğün yukarıda bahsettiğim o geri gelmeyecek günlerine duyduğum özlemi kontrol edemediğim için aptallık ederek burada kaldığımı yazmaya geldim.
bazı günler asla gelmez değil mi let my attitude dry?
gelmeyecek günü bekleyerek aptallık ettiğim vakitlerin pişmanlığını buraya bıraktıktan sonra...
saygılar, selamlar sana sadaret.
yol arkadaşım.
müsaadesiyle...
müsaadesiyle...
yapımında yağ kullanılır.
erdoğan mutlaka gitmeli şeklinde bir düşünce var. amenna. sendrom diye adlandırılır mı? bilemem.
ve fakat bu sendromsa eğer kesinlikle şu da sendrom: erdoğan kalsın da nasıl kalırsa kalsın. (bu nasılın içinde her şey ama her şey var bu arada)
ve fakat bu sendromsa eğer kesinlikle şu da sendrom: erdoğan kalsın da nasıl kalırsa kalsın. (bu nasılın içinde her şey ama her şey var bu arada)