@nicki mouse

Dantelektüel fahri bonus

  1. toplam entry 4732
  2. takipçi 23
  3. takip edilen 14
  4. puan 26287
  5. statü
  6. rütbe yazar
  7. kayıt tarihi 11 yıl önce

Evony yeşili

Dosta güven, düşmana korku salan yeşildir. Su yeşilinin en medikal tonu. Pandemi dönemini hatırlatsa da bana tanesini 5 liradan satan tüccarları hatırlatıyor. Geçen 50li kutuyu 20 liraya alırken yine andım gözlerim kapalı. Pu reziller.

maskeyle dolaşanlar

"Bu maskeli balo
Ve onun sahte yüzleri"

Ben ve aile bireyleri böyle dolaşanlardanız. Evdeki minnaka bir şey getireceğiz diye ödümüz kopuyor çünkü. Maskenin işe yaradığına inanmakla birlikte bir şeyin bulaşacağı varsa gelip de buluyor. Yoksa bizim minnakın daha geçen ameliyat için yatış öncesi şüphemiz üzerine yaptırdığımız test ile covid pozitif çıkmasının bir açıklaması olabilemez.

La bu korona hani bittiydi. Hani maske, mesafe iptaldi. Hâlâ var, aramızda. Eğer bağışıklığı zayıf aile ferdiniz varsa ya da böyle birinin yanına gidecekseniz rica ediciim maskelenin. Evony maske 50li bile 20 liraydı geçen. O değil de tanesi 5 liraya nasıl kakaladılar hayinler. Bak yine sinirlendim.

Hipoplastik sol kalp sendromu

Anjiyo sonrası yaklaşık 1 ay yoğun bakım, servis ve eve geldik ve aradan çok hızlı bir 4 ay geçti. Sıra 2. Ameliyatta. Öncesinde tekrar anjiyo yapılacak, ismi sıraya alındı. 1-2 hafta içersinde haber bekliyoruz.

Hybrid yöntem olarak geçen Giessen metodunda ilk ameliyatta akciğer giriş çıkışlarına kelepçe takıldı ve bebeğin güçlenmesi için zaman kazanıldı. Normal yönteme göre olan ilk ameliyat ikinci ile birleştirilerek birlikte yapılacak. Riskli, ağır, uzun bir ameliyat olacak. Yüreğim pır pır ediyor, çırpınıyor sanki ama dua etmekten, ümit etmekten kendimi alamıyorum. Geçen internetten sipariş verirken kargo ücreti ödemeyelim diye aldığımız eşofman altını büyüye büyüye 3 yaş almışız. Siparişi verdikten sonra fark ettik. Acı bir gülümseme çöktü yüzümüze. İlk defa aklıma bunu giyebilecek mi düşüncesi gelmemişti. Tekrar doktorlarla konuşurken en başa dönmüş gibi oldum ancak vallahi ümitsiz değilim, dualarınıza talibim.

Her kontrole gidişimizde aramızda konuşup aynı hayali kuruyorduk. Doktor ekosunu çekerken "inanılmaz" diyecekti. "inanılmaz, böyle bir şey ilk defa oluyor. Bebeğinizin kalbinin sol tarafı anne karnında olmamasına rağmen gelişmeye başlamış, artık ameliyatlara ihtiyacı yok. Bu bir mucize." Nasıl bekliyorum hâlâ böylesi mucizeleri bir bilseniz.

Yine de o güzel gülen gözler, minicik pembe ayaklar, ince, uzun narin parmaklar, yumuşacık ten, mis gibi koku mucize değil de nedir? Her şeyini kusursuz yaratan Allah orada bir sorun verdi ise vardır bir hikmeti. O hikmete boyun eğip yine de kalbimizin taaa en derininden dua ediyoruz yavrumuza hayırlı, sağlıklı, huzurlu, uzun ömürler ihsan etsin diye. Sonrasında tüm bebekler için duamız. Buraları okuyan bir anneye, yakınına denk gelirse diye yazıyorum. Onlar bizim minik kahramanlarımız. Dualarımız hepsiyle.

Maaş ücretleri ile kira fiyatları arasındaki dengesizlik

O değil de artık 7000 kira bana normal gelmeye başladı. Artık tehlikenin de farkında değilim. Ulan ev sahibinin esnaf oğlu zam konusunda "abi memur olmuşsun hayatını kurtarmışsın." dedi ya la bize. Hayır bu esnada 100% zam talep eden kendisi karşısında neye uğradığını şaşıran bizdik. Güzel kurtarmışız yalnız. Kira geliri ile ev geçindirme niyetindekilere bizi meze edenler utansın.

6 Şubat 2023 kahramanmaraş depremi

Zaman geçtikçe hakkında daha çok şey öğreniyoruz. Daha çok yaşanan şeyleri duyuyor, görüyor ve düşünüyoruz. İnşallah ders çıkarmak da nasip olur.

İlk depremde üst katlarında oturan bir aileyi de alıp babasının evine getiren kuzenim hep birlikte kahvaltı yaptıktan sonra ailenin evlerine bakmak, alabilirlerse birkaç parça bir şey almak için ayrıldıklarını, ısrar ettiklerinde ise geri döneceklerini söylediklerini anlattı. Sonuç: 6 kişilik bir aile ikinci depreme evlerinde yakalanıp hayatlarını kaybetti.

Bunlar işte garip hacılar. Az önce kahvaltı yaptığın, ölümden döndüğün insanlar kendi ayaklarıyla ömrünü nihayetlendirmeye gidiyor. Biz de yaşadık kim bilir böyle şeyler kaç kere de fark etmedik belki. Oturduğumuz binalar, soluduğumuz havalar, yuttuğumuz lokmalar hiç bu kadar acı vermedi. Hangi birine gözyaşı dökeceğiz derken 20 günlük bebeklerin nasıl korunduğunu gördük. 2 gün aç kalsa öleceğim diyen insan 6 gün sonra canlı çıkıyor tonlarca ağırlığın altından. Bunlar mucize değil de nedir? Bunlar ibret değil de nedir? Bize ders çıkarması kaldı.

60 yıllık bir binada, kalabalık bir ilçede yaşıyorum. 3. Kattan hayatta aşağı inemeyiz normalde bile o merdivenler sıkıntılı. Bebeğin üstüne kapansam beşiğine doğru ben çocuğu ezer miyim? Aşağı inmek yerine yukarı çıksam belki enkazdan çabuk çıkarırlar ama yardım gelemez hemen çünkü binalar bitişik nizam, çift taraflı parklanma var. Deprem toplanma alanı olarak belirlenen yere normalde 200 kişi bile zor sığar. En son salonda iki kanepenin arasına karar kıldık. Yaşam üçgeni orada oluşur belki diye. İşte bunu hesap ettik kaç gündür. 40 türlü senaryo oluşturduk. Taşınmaya karar verdik. Ölümden kaçış yok elbette ama tedbir dedik. Ulan benim imkanım bu kadarını el veriyor bundan sonra imkanı el verip de hâlâ göz yumanlardan hem bu dünyada hem ahirette hesap sormak hakkımızdır. Göz göre göre vefat etti bu insanlar. Biz kime, neyi, nasıl anlatacağız. Aklımızdan çıkmıyor, kafamızı toplayıp öyle yaşayalım diyemiyoruz. Rabb'im beterinden korusun hepimizi. Dert edinen herkese de derman olsun inşallah.

Deprem sonrası yaşanan hırsızlık olayları

Öyle ihtiyaçtan falan değil düpedüz hasarlı evlere girmekten bahsediyorum. Altında kalasınız diye beddua edeceğim ya neyse.

Hasarlı evinin başında şu soğukta nöbet tutmak zorunda kalan insanlar var ya bu nasıl bir aymazlık. Kömür, odun şu an altın değerinde. Dayım ise kış gelmeden aldığı malzemelerini lazım olacak diye bırakamıyor. Bu sadece bir örneği. Yan evden çalınan televizyonu düşününce çok görmemek lazım tabi. Vallahi ağzıma kötü kötü şeyler geliyor da zor tutuyorum kendimi. İnsanlar canlarıyla mı uğraşsın, soğukla mı, açlıkla mı, bu kansızlarla mı? Evire çevire dövüp, dinlene dinlene tekrar dövmek müstahak böylelerine.

elbistan

Canım memleketim.

İlk depremi atlatamazken ikincisinin şoku yaşandı. Bizim burada haberleri izlerken yüreğimiz ağzımıza geldi orada yaşanan korkuyu hayal bile edemiyorum. Çarşıya inen yollar bile çoğu yer için kapalı ki kapalı olmasa bile çarşıdan eser yok, mahalle içindeki toplanma yerlerinden olması gereken camileri yıkılmış, soğuğun iyice arttığı bu zamanlarda dışarıda bekleyen bir sürü insan.

Yatağa mahkum olan kuzenim çatlak olan evden dışarı çıkartılamadı çünkü gidecek bir yer yok. En son boş arazide bekleyen dayımlar ise etrafı sacla çevrili araba garajında bekliyorlardı. İletişim kurmak kısıtlı sarjları bitiyor. Yemek işine hiç değinemiyorum bile.

Şu an bir şehre hususi olarak bir ihmal söz konusu demek çok garip. Artçılar ile ayakta durmanın bile güçleştiği her yere ulaşmak keşke mümkün olsaydı. Komşularımızın, tanıdık tanımadık herkesin, yıkılan evlerini sadece seyretmek zorunda kalmasaydı kimse. Rabb'im tez zamanda aydınlığa çıkarsın inşallah hepsini..
1 /