bugün ölümünün 43. yılıymış. notos nisan-mayıs sayısını kendisine ayırdı. belki bi 43 yıl sonra daha iyi anlaşılır, daha çok sevilir.
saul bellow romanı. "aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş, diye düşündü moses herzog." cümlesi ile başlıyor.
filmin başlarında sarah lancaster kısacık bi görünüyor. chuck severler sevinmekte acele etmesinler, çünkü bir daha görünmeyecek.
aynı zamanda çok güzel posterler hazırlıyorlar. ankara'da kızılay'da gezinirken uğranabilecek şubeleri olması da ayrıca güzel.
git
git
colombre'nin yeni kapağı yüzünden çocuk kitabı diye elini sürmeyecekler var lan. eskisinde de aynı resim kullanılmıştı aslında, ama bu kadar büyük değildi. tanrıyı gören köpek'in de yeni kapağı bi tuhaf. millet okumasın istediği için böyle yapıyor can yayınları dicem de çok mantıksız. yayınevleri her zaman çok okunmak yönünde politika geliştirir diye biliyorum. yine de buzzati gibi pek bilinmeyen bir yazarın kitabını ilk defa okuyacak bir okuyucu için kapağın sandığımızdan daha fazla rolü olabilir. ve bu haliyle çekmekten ziyade itiyor gibi.
yaklaşık bir saat önce deprem oldu. ama merkez üssü kırşehir imiş. kandilli rasathanesi 4.9 olarak bildirmiş depremin şiddetini. daha büyük bir depremin habercisi olabileceği yönünde haberler yapılır mı bilemiyeceğim.
ato congresium'da bugün başlayan fuar. 17 ocak'a kadar devam edecek. geçen seneye göre tek gelişimi iletişim yayınevi'nin katılmış olması olabilir. iletişim, hiç değilse iyi kötü 4 farklı panel düzenleyerek etkinlik namına ortama hareket getiriyor. istanbul tüyap fuarının bile tatsızlaştığı bir ortamda bu fuar için beklentiye girmemekte fayda var.
iptali beklenen sorular, konunun mahkemeye taşındığı iddiaları derken oldukça ekşınlı geçen 18 günün ardından açıklanmıştır. sınavın tamamen iptali için ütopik bir şekilde imza toplamaya başlayanlar bile olmuştu ne güzel.
sarı-kırmızı bayrak rengine sahip, arması manu amblemine benzeyen bir yer.
doğu batı yayınları tarafından çıkarılmakta olan düşünce dergisi. yky'nin cogito'su gibi. 3 ayda bir yayımlanır.
şöyle bir konuşma geçti filmde: "lenin, beethoven’ın appassionata’sı hakkında ne dedi biliyor musun? “bunu dinlemeye devam edersem devrimi tamamlayamam. ”bu müziği dinlemiş biri, yani gerçekten dinlemiş biri kötü bir insan olabilir mi?"
kötü insan olmamak için sanata ruhumuzu açmak yeterli iken bu neden bu kadar zor, ve neden hâlâ kötü insanlarız?
kötü insan olmamak için sanata ruhumuzu açmak yeterli iken bu neden bu kadar zor, ve neden hâlâ kötü insanlarız?
siyah, mavi/lacivert ve kırmızı dışında da renkleri olmasına rağmen internetten sipariş etmek dışında temin etmesi çok zor. en azından türkiye'de durum bu maalesef.
"ölümünün 40. yılında nurettin topçu” anma ve söyleşisi düzenlenmişti dergah yayınları tarafından tüyap kitap fuarında. bu da videosu: git
flama mı denir ona bilemedim, orada iü yani istanbul üniversitesi yazıyor. dikkat çekici.